You Are Here: Home » Uygur Tarihi, Kültürü ve Edebiyatı » Uygur şair Muhtar Buğra’nın çocuk şiirlerindeki tema- “Qum Pesli” örneği

Uygur şair Muhtar Buğra’nın çocuk şiirlerindeki tema- “Qum Pesli” örneği

Yrd. Doç. Dr. Raile Abdulvahit KAŞGARLI

Özet

Muhtar Buğra 1965 yılında Uygur Özerk Bölgesi’nin Atuş şehrinde dünyaya geldi. İlkokul ve lise eğitimini Atuş’ta tamamladıktan sonra Urumçi’ye yerleşti. 1985 yılında Şinciang Radyo Televizyon Kurumunda stajyer olarak çalışmaya başladı. Şu an Şinciang Televizyon Kurumunda başyönetmendir. Günümüzde Uygurlar arasında önemli senaristlerden biri olarak pek çok başarıya imza atan Buğra, şairliği ile de kendisinden söz ettirmektedir.

Buğra’nın çocuk şiirleri, onun edebî kişiliğini oluşturan önemli eserleri arasında yer alır. “Çöçekler Ailesi” (Masallar Ailesi), “Qéri Bala” (Yaşlı Çocuk), “Çömüle Bala” ( Karınca Çocuk) başta olmak üzere yüzden fazla çocuk şiiri,
Çağdaş Uygur Edebiyatının günümüzdeki çocuk şiirleri için örnek niteliği taşır. Çalışmamızda; şairin 2005 yılında yayımlanan “Qum Pesli” (Kum Faslı) adlı şiir kitabında yer alan çocuk şiirlerini incelemeye çalıştık. Amacımız, Çin’deki Uygurlara ait çocuk edebiyatının günümüzdeki şiir türü için bir örnek tanıtmak, çocuk şiirlerinin çocukları bilinçli yetiştirmek açısından ve çocuk edebiyatı açısından değerlendirilmesine katkı sağlamaktır.

Çalışmamızda dokümanlara yönelik nitel araştırma yöntemi kullanarak, Buğra’nın çocuk şiirleri üzerinde içerik analizi yaptık. Evrensel değerler olan vatan sevgisi, öğretmen sevgisi, anneye sevgi ve saygı, gelenekler, yetimlik
üzüntüsü, sevinç, dilek ve umut, çalışkanlık, isyan gibi temaların işlendiğini tespit ettik. İşlenen temaları başlıklar halinde konuyla ilgili alıntılarla destekleyerek sunarken, şairin çocuk şiirlerini idealleri için yazdığına dikkat çekmeye çalıştık.

Anahtar Sözcükler: Çağdaş Uygur edebiyatı, Uygur çocuk edebiyatı, Muhtar Buğra, şiir

Giriş

XIX. yüz yıldan beri, siyasî ve sosyal nedenlerden dolayı Uygurlar, günümüzde “Uygur Özerk Bölgesi” olarak adlandırılan bölgeden dünyanın pek çok ülkesine göç etmiş, bulundukları coğrafyalarda kendi kültürlerini yaşatmaya çalışmışlar, Uygur Özerk Bölgesi’nde ve Batı Türkistan’da kayda değer edebî ürünler ortaya koymuşlardır. Zira çocuk edebiyatı da bu bölgelerde meydana getirilmiş ve geliştirilmiştir. Çağdaş Uygur Edebiyatı 1910 yılında filizlenmeye başlarken, Uygur Özerk Bölgesi’nde hatırı sayılır edebî ürünlerin oluşturulduğu Türkistan topraklarında çocukların eğitimine ait eserler de görülmeye başlar. Abdulkadir Damolla’nın “Talimu’s-Sibyân” olarak da bilinen “Çocukların Eğitimi” adlı çalışması1, Uygur Özerk Bölgesi için örnek gösterilebilir.

XX. yüz yılın başlarında çağdaş Uygur edebiyatı, klasik edebî ürünleri devam ettirmekle beraber yeni türler özgürlük ve eşitliğe ulaşma arzusunun, demokratik taleplerin işlendiği eserler vermeye başlamıştır. Bu dönemde dergi ve gazeteler çıkarılmış olup2, bazı gazetelerin çocuk edebî eserlerinin oluşması ve gelişmesi için de bir zemin niteliği taşıdığı görülür.3

Uygur Özerk Bölgesi’nde Cedit Hareketi’nin benimsenmesi ve yayılması, geniş çaplı tanıtıma ihtiyaç duymuştur. Dönemin mevcut şartlarında, bu görevi yerine getirecek araçlardan biri, hatta en önemlisi, çocuk şiirleri ve tiyatrolar olmuştur. Çocuk şiirleri, çocuklara okuma alışkanlığı edindirmenin ötesinde bir görev üstlenmiştir; bunlar eğitimin önemini anlatmak, halkı uyandırmak ve sönmek üzere olan umut ışıklarını yeniden canlandırmaktır. Böylece eğitimde bir reform hareketi olan Cedit Hareketi, çocuk şiirlerinin oluşumuna katkı sağlamıştır. Abduhalık Uygur (1901-1933), Lutpulla Mutellip (1922-1945) ve Memtili Tevfik Efendi (1901-1937) gibi şairler, Çağdaş Uygur Edebiyatının başlangıç döneminde çocuk şiiri yazan seçkin isimler olarak bilinir4. Uygur Cedit Hareketinin önderlerinden şair, müzisyen ve eğitimci Memtili Tevfik Efendi, eğitimin önemini anlatan ve halkı uyandırmaya yönelik çocuk şiirleriyle bu döneme damgasını vurmuştur5.

Sovyet Uygur Edebiyatında ise Abdulhey Muhemmedi’nin çocuk şiirleri önemli yere sahiptir. 1920’li yıllarda Muhemmedi pek çok çocuk şiiri yazmıştır. Daha sonra okul ders kitabı hazırlanırken çocukların yaşına göre yeni çocuk şiirleri yazmıştır. 1934’te Nur İsrailov ile beraber “Balilarğa Sovğa” (Çocuklara Hediye) adında bir şiir kitabı yayımlanmıştır. Bu kitap, şu an Çağdaş Uygur Edebiyatında bilinen ilk çocuk şiir kitabıdır6.

Uygur Özerk Bölgesinde, 1949 Komünist Parti Yönetiminin iktidar olmasından 1966 yılındaki Kültür Devrimine kadar olan süreçte Tursun Muhemmet Pehirdin7, Ababekri Emet8 gibi pek çok şair yetişmiş ve çocuk şiirleri yazmıştır. Boğda Abdulla (1941-) dönemin önemli temsilcilerinden birisidir9. 1966-1976 yıllarında Kültür Devrimi’nin gölgesinde kalan Çağdaş Uygur Edebiyatı, yaşam odağının siyasî olaylar olması nedeniyle edebî eser yönünden verimsiz bir süreç geçirmiştir. 1970’li yılların sonlarından itibaren Uygur edebiyatı yeni bir sürece girmiştir. Çağdaş Uygur şiiri için ise yine bir “Altın Devir” başlamıştır10. Çocuk şiirinin de bu olumlu atmosferden etkilendiği görülmüştür. Ehmetcan Kurban Sabiri’nin (1960-2011)“Yultuzum” (Yıldızım), “Tolun Ay” (Dulun ay) gibi çocuk şarkı sözleri 1985 yılında ilk defa düzenlenen “Çocuk Edebiyatı Ödülü” ne layık görülmüştür11.

Günümüzde Casaret Cappar (1972- )12, Perhat İlyas (1964- )13, Uygurlar arasında yetişen “Andersen” olarak nitelendirilen Aybek Ömer Uyguri (1963- )14, Ömer Abdulla Erkut (1972- )15 başta olmak üzere pek çok yazar, çocuk edebî ürünleri yaratmaktadır. Son zamanlarda yazılan çocuk romanları, dikkate şayandır. İlk çocuk romanı 1957 yılında tamamlanıp 1998 yılında yayımlanan Aman Nuri Abdurusul’un “Tañ Aldida Tuğulğanlar” (Şafak Sökmeden Doğanlar) adlı eseridir 16. Bu tarihten beri çocuk romanları, konu, olay örgüsü, içerik, teknik tasarım ve düzenleme, dil ve anlatım yönünden gelişerek devam etmektedir.

Şinciang Yazarlar Birliği; 23.05.2015 tarihinde Kaşgar Üniversitesinde “Uygur Çocuk Edebiyatı Araştırmaları Merkezi”nin kurulduğunu ve akabinde “Uygur Çocuk Edebiyatı Araştırmaları Sempozyumu”nun yapıldığını duyurmuştur. Bu etkinlikte çocuk edebiyatını tüm türler dahilinde geliştirme görüşü öne sürüldü, yapılacak çalışmalar dile getirildi 17. Hemen ardından “Çocuk Romanları Üretim ve Analiz Kursu” açıldı18.

1. Muhtar Buğra’nın Hayatı ve Çalışmaları

Muhtar Buğra, Mart 1965’te Atuş’ta doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde okudu. 1983’te Kızılsu Özerk İlçesi 1. numaralı lisesini tamamladı ve memur olarak iş hayatına başladı. 1986-1988 yıllarında memur yetiştirme yüksekokulunda okudu19. 1989 yılında Şinciang Halk Radyo Kurumu’nun Edebiyat ve Sanat Bölümünde görev yapmaya başladı. “Teñritağ Navasi” (Tanrıdağı Nevası) adlı programın yapılmasına öncülük etti. Bu programın ilk aşamasında koordinasyon görevlisi, yapımcı, senarist, muhabir, sunucu ve editör gibi görevleri üstlendi, programın sevilmesinde ve günümüze kadar sürdürülmesinde önemli katkı sağladı. 1993 yılında Şinciang Televizyon Kurumu’nun Edebiyat Sanat Bölümünde görevlendirildi. Aynı yıl “Atuş Seylisi” (Atuş Şenliği) adlı filmin senaristlik görevini layıkıyla yerine getirdi. Bu tarihten sonra pek çok sanat gecesi programının senaryosunu yazdı. Televizyon programı yapımı konusunda başarılı yeni programlara imza attı. “Sanat Albümü”, “Güldeste” adlı programlar, bunlardan bazılarıdır. 1996-1998 yıllarında Şinciang Sanat Enstitüsünün Yönetmenlik Bölümünde mesleki eğitim aldı. “Zerepşan Sadasi” (Zerepşan Sedası), “Aktu Tağ Meşripi” (Aktu Dağ Şöleni) , “Atuş Baravet Meşripi” (Atuş Baravet Şöleni) gibi programlar onun hem senarist hem de yönetmen olarak görev aldığı çalışmalarındandır. Bunun dışında bazı edebî şahsiyetlerin “Edebî Çalışmalar Gecesi” başlıklı sanat filmlerinin yönetmenliğini üstlendi20.

Buğra; program yapımcılığıyla ve yönetmenliğiyle başarılı olduğu kadar, edebî kişiliğiyle de dikkatleri üzerine çeken aydınlardan birisidir. Kendisinin anlattığına göre edebî kişiliğinin oluşmasında çocukluğunda ninesinden dinlediği efsane, masal ve rivayetlerin katkısı vardır. Dinlediği masallarda geçen efsanevi kahramanlar, tasvirler, kullanılan dil ve ninesinin destan tarzındaki anlatımı, Buğra’nın örnek bir insan olma arzusunun doğuşuna vesile olmakla birlikte
şiire merak sarmasını sağladı. Henüz ilkokuldayken yazdığı “İcadimdin Çaçarmen Nur” (Eserimle Saçarım Işık) adlı şiiri, onun şair kimliği için attığı ilk adımıydı21. Çocukken oluşan şiir sevgisi, zamanla olgunlaştı ve Buğra’nın bir şair olmasına vesile oldu22. Kırgız Türklerinden olan ortaokul öğretmeni Abdurahman İsmail, şairden bahsederken onun şairliği, kimileri gibi “taç” için değil gayesi için seçtiğini vurgular23. Şair, kendi şiirleri hakkında “Şiirlerime gizlenen güven, benim yaşam boyu başvuracağım izin kâğıdımdır” der24. Şiirlerini belli ideoloji çerçevesinde
kaleme alan şair, kendi görüşlerini hayvan kahramanlar ve çocuk karakterler aracılığıyla sunar. Şairin Kasım 2005 tarihinde yayımlanan “Tiken Pesli” (Diken Faslı) 25 , “Qum Pesli” (Kum Faslı)26, “Beşinçi Pesil” (Beşinci Fasl)27 adlı şiir kitaplarında yaşam, ölüm ve dünya hakkındaki fikirleri, şairin ideolojik görüşünü belirgin biçimde yansıtır.

Şairin “Dérizeñni Éçivet” (Pencereni Açıver), “Kiçik Bala Emesmen” (Çocuk Değilim) gibi çocuk şiirleri bestelenerek radyo ve televizyonlarda okundu28. “Barmu Men” (Var mıyım Ben) adlı çocuk şiiri için farklı iki beste yapıldı ve farklı kişilerce yorumlandı29. “Arman Çoqqisi” (Arman Zirvesi) adlı şiir kitabı, Kırgızca’ya aktarılarak yayımlandı30. Çindeki azınlıkların seçme şiirlerinden oluşan Çince kitapta beş şiiri “Damo Jijie” (Çöl Faslı) başlığı altında yer aldı31. 26-29 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul’da düzenlenen uluslararası şiir festivaline katıldı ve “Birlik” adlı şiiri, festival hatıra kitabına Türkiye Türkçesi ve Arapça olarak basıldı32.

“Ümid Yultuzi” (Umut Yıldızı), “Qoş Méğiz” (Çift Çekirdek) 33, “Axşamqi Lirika”(Akşamdaki Lirik)34
, Tiken Pesli” (Diken Faslı)35, “Qum Pesli” (Kum Faslı)36, “Beşinçi Pesil”(Beşinci Fasl)37 şairin yayımlanmış şiir kitaplarıdır.

Buğra’nın “Uygur Heqqide Qoşaq” (Uygur Hakkında Koşuk), “Erkek Su”, “Muellim” başta olmak üzere sekiz yüze yakın şiiri bestelendi38. “Berbat Bolğan Muhebbet” (Berbat Olan Sevgi), “Duzaqqa Seper” (Cehenneme Yolculuk), “Bu Kişini Tonumsiz” (Bu Kişiyi Tanıyor musunuz) adlı şiirleri ise film için bestelenmiş şiirlerin başında gelir39.

Çocuk şiirleri, şairin edebî kişiliğini oluşturan önemli eserlerdendir. “Anam Hörmiti”(Anneme Saygı), “Çöçek Ailesi” (Masal Ailesi), “Altun Balilar” (Altın Çocuklar) gibi çocukşiirleri, Çağdaş Uygur Edebiyatının son zamanlardaki çocuk şiirlerine örnektir40.

Yazar İmin Ehmedi41, yazar ve araştırmacı Boğda Abdulla42, yazar ve müzisyen Yasin Muhpul 43 , şairin eserlerinin başarıları ve Çağdaş Uygur Edebiyatına, Çağdaş Uygur Çocuk Edebiyatına getirdiği yenilikler hususunda yazılar yazmışlardır.

Buğra’nın 2004 yılında yönetmenliğini yaptığı “Uygur 12 Mukamı-İraq Mukamı” adlı filmi, ona “Uygur Özerk Bölgesi Başarılı Mukam Emektarı” unvanı kazandırdı. Şair 2006 yılında özerk bölge çapında düzenlenen “Azınlıklar Edebiyatındaki Genç Emekçi” ödülüne layık görüldü44. “Muqeddes Zémin” (Mukaddes Zemin) adlı şiiri, “3. Tanrıdağ Edebiyat Ödülü”ne, “Çirayliq” (Güzel), “Teklimakan” (Taklamakan) gibi şiirleri edebî eserler değerlendirilmesinde birinciliğe, “Képinek ve Men” (Kelebek ve Ben) başlıklı çocuk şiiri ise özerk bölge birinciliğine
layık görüldü. 2008 yılında yaptığı “Rozi Héyt Sen’et Kéçiliki” (Ramazan Bayramı Sanat Gecesi) adlı filmi ülke çapında “Azınlıkların Derleme Filmleri” değerlendirilmesinde birinciliğe layık görüldü45.

Buğra’nın halk edebiyatı ürünlerini televizyona taşıyarak bu ürünlerin bilinmesine, yaygınlaşmasına, kayda geçirilmesine katkı sağlaması, Uygur toplumu için yapılan çok değerli bir hizmettir. Atuş halk türkülerinin televizyonda sunulmasını sağlaması, örneklerden bir tanesidir46.

Buğra şuan Uygur Özerk Bölgesi Yazarlar Birliği’nin üyesidir. Devam etmekte olan “Meşrep” adlı televizyon programının başyönetmeni ve Uygur özerk bölgesi çapında reytingi en yüksek olan büyük hacimli televizyon sanat programı “İpek Yolu Sedası”nın planlayıcısı ve başyönetmenidir47.

2. Muhtar Buğra’nın Çocuk Şiirleri

Muhtar Buğra’nın, “Qum Pesli” adını taşıyan şiir kitabında “Çala Dunya” (Eksik Dünya) 48, “Çöçek Ailesi” (Masal Ailesi)49 başlıklı şiirler ve “Kiçik Bala Emesmen” (Çocuk Değilim)50 alt başlığında yer alan şiirler, çocuk şiirleridir. Nicelik bakımından hayranlık uyandırıcı değilse de nitelik bakımından hiç de küçümsenmeyecek boyutta olan bu şiirlerde işlenen temalar, aşağıdaki alt başlıklarda özetlenebilir:

2.1. Vatan Sevgisi

Şair “Baharğa Söz” (Bahara Söz) 51 başlıklı şiirinde baharın gelmesiyle ortaya çıkan güzelliklerden bahsederken, bu güzelliğin ve baharın anasının vatan olduğunu vurgular:

Vatanına sonsuz sevgi besleyen şair, aslında baharın ve güzelliğin sadece vatanın kucağındayken anlamlı olduğunu belirtir. “Qanatliq Toşqan” (Kanatlı Tavşan)52 başlıklı şiirinde ise

mısralarıyla, sosyal yaşamda toplumsal değerlerin dillendirilmesinin önemini kavrayan bir aydın olarak çocuklara vatan sevgisi aşılarken, görüşünü hayal ve duygu yoğunluğu içerisinde dile getirmiştir.

2.2. Anne ve Öğretmen Sevgisi

Şairin “Anam Hörmiti” (Anama Saygı)53 başlıklı şiirinde anneye olan sevgi ve saygı işlendiyse, “Kiçik Bala Emesmen” (Çocuk Değilim)54 başlıklı şiirinde öğretmene duyduğu sevgi ve saygı dile getirilir. Bireyin yaşamla ilk tanışması anne ile sistemli eğitim hayatı öğretmenle başlar. Anne ve öğretmen, bireyin tanımadığı dünyaya açılan penceresidir, bunlar bireyin topluma yararlı kişi olarak yetişmesinde anahtar niteliği taşıyan kimselerdir. “Anam Hörmiti” (Anama Saygı) başlıklı şiirinde

dizeleriyle annesinin fedakârlığına, emeğine olan memnuniyetini, sevincini dile getirirken, annesinin çocuğuna olan sevgisini ve kendisinin de annesine duyduğu yoğun sevgiyi dile getirmeyi de ihmal etmez. Şiirde yine

diyerek annesinin emeklerinin farkında olduğunu, ona olan saygısının zihnine kazındığını güzel dizelerle kağıda döker. “Kiçik Bala Emesmen” (Çocuk Değilim)56 başlıklı şiirinde

dizeleriyle Uygur toplumunda öğretmen öğrenci ilişkisinin anne/baba çocuk ilişkisi düzeyinde algılandığı gerçeğini yansıtır. Öğretmenlerin öğrencilerinden bahsederken Oquğuçum(Öğrencim) kelimesinden daha çok Balam, Balılırım (Çocuğum, Çocuklarım) kelimesinin kullanıldığı bir ortamda büyüyen çocuğun, “Muallim de öz anam” diyebilmesi yadırganacak bir cümle değildir. Şair burada çocuk ile öğretmen arasındaki sevgi bağının derinliğini belirginleştirir.

2. 3. Hayvan Sevgisi

Şair çocuk şiirlerinde “tavşan”, “kuzucuk”, “kelebek”, “kuğu”, “şahin”, “deve” gibi hayvan isimlerini kullanmıştır. “Qanatliq Toşqan” (Kanatlı Tavşan)57 başlıklı şiirinde şöyle yazar:

Sen toşqanmu men toşqan    Sen mi tavşan ben mi tavşan
Köklerde qanat qaqqan         Göklerde kanat çırpan.
Biz aq toşqan aq toşqan         Biz ak tavşan, ak tavşan
Köklerde qanat qaqqan         Göklerde kanat çırpan

Şiirdeki tavşan, kanatlı tavşandır, göklerde kanat çırpar.

“Teñritağ Bürküti” (Tanrıdağı Şahini)58 başlıklı şiirinde şöyle yazar:

Cüp közimiz reqiblerge          Çift gözümüz düşmana
Mixtek qadalğan.                    Çivi gibi saplandı.
Biz vetenniñ Teñritağniñ      Biz vatanın, Tanrı dağı’nın
Qiran bürküti                          Genç şahinleriyiz.
Dilimizdin yalqunlaydu,       Gönlümüzde alevlenir
Putbolniñ oti.                          Futbol ateşi

Şiirdeki şahin, gözleri düşmana sanki bir çivi gibi saplanan, futbolu çok seven özelliktedir.

Tögileryu-tögiler                      Develer hey develer
Siler qumluq kémisi                Kumluğun gemisisiniz.
Siler bilen bovamnıñ               Sizler ile dedemin
Çéçek açqan armini                 Arzusu gerçekleşti

“Tögiler” (Develer) 59 adlı şiirindeki bu dizelerde deve, çölün gemisidir, dedelerin kervanıdır, dedelerin arzu istekleri develerle gerçekleşir.

Görüldüğü gibi şair, hayvanları metaforik bir varlık olarak kullanmanın yanı sıra çocuklara onların önemini anlatmış ve hayvan sevgisi aşılamıştır.

2.4. Gelenekler

Şair her Uygur aydını gibi, kendi toplumunun gelenek ve göreneklerine son derece bağlıdır. Çocukların bu gelenekleri bilmesi ve devam ettirmesinden yanadır. Bu görüşü çocuk şiirlerine şöyle yansıtır:

Essalamueleykum qérindaşlar camaet, S                             elamünaleyküm kardeşlerim cemaat
Nev baharda noruzda, didarlaşmaq ğeniymet60.              İlkbaharda Nevruz’da görüşmek bir ganimet.

Karşılıklı selamlaşma, çocukların büyüklere selam vermesi, Türklerin milli bayramı olan Nevruz’u hep birlikte kutlama, bir gelenektir. Şair “ganimet” sözcüğünü “fırsat, kazanç” anlamında kullanarak, bayram kutlamasının bir fırsat olduğunu ve herkesin katılarak, uzun zamandır görüşemediği akraba ve ahbaplarıyla görüşmesi gerektiğini anlatır. Ayrıca çocukların Nevruz’u bilmesine, Nevruz konusuna merak sarmasına vesile olmak ister. “Temburuñni
BerMaña” (Tamburunu Ver Bana)61 başlıklı şiirinde

Cénim bova can bova,               Canım dede can dede
Temburuñni ber maña,            Tanburunu ver bana
Uygur küyi yañrisun,                Uygur ezgisi yankılansın
Varis bolay men saña.              Varis olayım ben sana

dizeleriyle çocuğun gelenekleri devam ettirme isteğini işler. “Anam Hörmiti” (Anama Saygı)62 başlıklı şiirinde

Her baqqanda öz doppamğa urğar küçlirim,             Her baktığımda doppama fışkırır gücüm
Kiyip çiqsam maxtişidu dost-teñtuşlirim                   Giydiğimde övüyor arkadaşlarım

diyerek gücü, milli kimliğinden geleneklerinden alması gerektiği ve toplumun da bu durumu benimsediği vurgulanmıştır. “Sehraliq Bala” (Köylü Çocuk)63 başlıklı şiirinde geçen

Tizip yipqa méğizni,                         İpe dizip kayısı çekirdeğini
Marcan asay boynuñğa                    Kolye takayım boynuna
Axşam kömgen cigdiler,                  Akşam gömülen iğdeler
Purap ketti bek xuşbuy                    Koku saçtı pek de hoş.

dizelerinde köy çocuklarının yaşamını tıpkı bir resim gibi betimler. Uygur köylerinde çocuklar kayısı çekirdeğinin içini ortasından delerek ipe dizerler ve kolye şeklinde hazırlayıp sevdiklerine hediye ederler. Akşamları tandırların küllerine olgunlaşmamış ama hoş kokulu olan yeşil iğdeler gömülür, iğdeler sabah alındığında ise olgunlaşmış olurlar. Sadece iğde değil, patates, tatlı patates gibi sebzeler de gömülür. Bu detaylar Uygur köy çocuklarının geleneğidir, mutluluğudur, arkadaşlık ortamıdır, kendisini keşfetmesi ve geliştirmesidir. Şair ustalıkla dile getirdiği bu gelenekleri şu dizelerle tamamlayarak çocukları umutlu olmaya çağırır:

Sehra oğli mañayli,                       Köy oğlu yürüyelim
Tonuş xaman yoliğa,                    Bilinen harman yoluna
Arzu-arman yoliğa,                      Arzu istek yoluna
Tañğa saman yoliğa.                   Umuda, samanyoluna.

Şair “Biz Amraq Çöçekke” (Biz Severiz Masalı)64 başlıklı şiirinde, Uygurlarda eskiden beri devam edegelen aile büyüklerinin çocuklara masal anlatma geleneğini işlemiştir. Sevilen çocuk masalları olan “Altun Keş” (Altın Ayakkabı /Kül Kedisi), “Séhirlik Alma” (Sihirli Elma),”Uçar Gilem” (Uçan Halı) gibi masalları, çoban, prenses, prens, yedi başlı dev, Rustem gibi motifleri dile getirerek, Uygur çocuklarının manevi dünyasını başarılı bir şekilde betimlemiştir.

2.5. Sevinç

“Tuğulğan Künüñ” (Doğum Günün) 65 başlıklı şiirinde çocuğun dünyaya gelmesi sebebiyle hayat, kâinat, veli, kardeş, arkadaş vesairenin duyduğu sevinç dile getirilirken kuşların sözü olarak şu dizelere yer vermiştir:

Ömrüñge dostum şadliq yar bolsun!                            Dostum ömrüne mutluluk yar olsun
Dostliriñ külsün, düşminiñ xar, yoli tar bolsun         Dostların gülsün, düşmanın hor, yolu dar olsun!

Çocuğun dünyaya gelişi, hayatın doğal akışı içerisinde bakıldığında her toplumda heyecan verici, sevindirici, umutlarla dolu bir olgudur. Şair doğum günü olan çocuğa sonsuza kadar mutlu yaşaması için dileğini iletir aynı zamanda çocuğun düşmanlarına beddua okur. Bu durum, dost ve düşman kavramlarının günlük yaşamda belirgin biçimde hissedildiği toplumların yaklaşımı olarak değerlendirilebilir. Ayrıca dizelerin şiirde kuşların söylediği söz olarak geçmesi de şairin edebî başarısını ortaya koyması bakımından önemli bir detaydır.

2.6. Dilek

Şair “Qar ve Men” (Kar ve Ben)66 başlıklı şiirinde:

Bu ana yerniñ qardur yotqini,                       Bu ana yerin kardır yorganı
Xéli bop qaldi uxlap yatqili                            Bayağı oldu uyuyarak yatalı.

dizelerinde Uygurların ana vatanının durumundan bahsetmektedir. Ünlü vatansever şair Abduhalık Uygur (1901-1933), 1921 yılında yazdığı “Oyğan” (Uyan) başlıklı şiirinde uyuyan, içinde bulunduğu durumun farkında olmayan Uygur halkına şöyle seslenmişti:

Hey, fakir Uygur, uyan, uykun yeter,
Sende mal yok, şimdi giderse can gider.
Bu ölümden kendini kurtarmazsan eğer,
Ah, senin halin tehlike, halin nice beter67.

Buğra şiiri

Yermu oyğansa külidu quyaş,                      Yer bir uyansa güneş gülecek
Yer hem balilar külidu oxşaş                        Hem yer hem çocuklar aynen gülecek

dizeleriyle bitirir. Şiiri çocuklara özgü bir dille çok derin anlamla kaleme alırken, halkın da arzu ve umudunu dile getirir. Her toplum cahillikten, esaretten kurtulmak ister, her alanda gelişmeyi, başarı sağlamayı, insan gibi yaşamayı umut eder. Nitekim Uygur halkının arzu ve umudu, evrensel değerlerdir. Şair güneşin de çocukların da mutlu olmasını Yer’in uyanmasına bağlayarak çocukların dolayısıyla toplumun mutlu olabilmesini sebep sonuç ilişkisi üzerinden açıklar.

2.7. Çalışkanlık

“Téz Talağa Çıq Adaş” (Hemen Dışarı Çık Dostum)68 başlıklı şiirinde konu, dışarıdaki çocukların arkadaşını evinden dışarıya oyun oynamaya çağırdığı ve evdeki çocuğun onlara verdiği yanıtı şeklinde işlenmiştir.

Aq taş kök taş süzük taş,                   Ak taş, kök taş, şeffaf taş
Tala hazir qupquruq,                        Ova şimdi bomboş
Ruxset qilmas anammu,                   İzin vermez anam da
İşlivalay tapşuruq                             Önce yapıvereyim ödevimi.

dizelerinde ise esas tema dile getirilmiştir. Elbette çocuk oyun oynar, oyun oynamak onların hakkıdır, ancak Uygur çocukları için ders çalışmak önceliklidir. Anneler de ders çalışmadan oyun oynanmasına izin vermezler. Bu görüş, Uygur toplumunun beynine kazınmıştır. Her aile, her çocuk, başarmaktan başka şansı olmadığının farkındadır. Nitekim çalışmak, başarının anahtarıdır. Gelişmiş ülkeler ve toplumlar elbette çalışmadan başarıyı yakalamış değildir. Bu bağlamda çocukları çalışkan olmaya yönlendirecek nitelikteki bu şiir, fertleri topluma yararlı birey olarak yetiştirmenin temel mantığını ortaya koyar.

2.8. İsyan

“Ana, Qozam Démigin” (Anne, Kuzum Deme) 69 başlıklı şiirinde çocuğun, annesinin “Kuzum” diye sevmesine karşı isyanı dile getirilmiştir.

Bir çirayliq ismimmu bar,                 Pek güzel bir ismim de var
Paxlan qozam démigin,                     Kuzucuk, kuzum deme
Adem bolay men yaramliq,              Faydalı bir insan olayım
Ana şuni tiligin                                   Ana sen onu dile

dizeleri, çocuğun kararlılığını ortaya koymaktadır. “Bala Bolmaq Tes” (Çocuk Olmak Zor)70 başlıklı şiirinde ise beş yaşındaki çocuğun, annesinin hiçbir şey yapmasına izin vermeyen tutumuna olan isyanı dile getirilir. Çocuğun dokunarak, bizzat yaparak, yaşayarak öğreneceği, yasaklarla dolu ortamda mutsuz olacağı şöyle anlatılır:

Uni buni qilmisam,                       Hiçbir şeyi yapmazsam
Küley desem külmisem,               Gülmek isteyip gülemezsem
Xoş bolamsen can ana,                 Mutlu olur musun can ana
Héçnémini bilmisem                     Hiçbir şeyi bilmezsem

Buğra bu şiirde anlatım derinliğini şiire değil, şiirdeki çocuğa yükler, çocuğu farklı bir boyuta getirmeyi başarır. İşlenen tema, günümüzdeki çocuk büyütme ve yetiştirme tarzına yön vermeye çalışan niteliktedir. Dolayısıyla yeni ve ilgi çekicidir.

Sonuç

Muhtar Buğra, meslek olarak farklı bir alanda çalışmasına rağmen tutkuyla, aşkla şiir yazan bir şairdir. Çocuk şiirlerinde işlediği tema, halkının geleceğine olan sorumluluk duygusunu ortaya koyması bakımından önemlidir. Çocuk şiirlerinden; şairin yeni kuşakları gayretli, çalışkan, kararlı, becerikli, başarılı birey olarak yetiştirmeyi hedefleyen aydınlardan birisi olduğu ve toplumun farklı bir gelecek inşa etme çabalarına, edebiyat aracılığıyla katkıda bulunmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Çocuklar geleceğin teminatıdır. Şair, çocuklara edebiyatı, Uygur milli örf adetlerini sevdirmeyi, çocukların milli değerlere sahip çıkmasını istemektedir. Kendi ifadesiyle “çocuk şiiri yazmakla çocuklara hizmet etmek istemektedir71.”

Şair, edebî kişiliğinin oluşmasında Arslan’dan (Asıl adı ve soyadı: Muhammet Hoşur, 1946-1996, şair ve tercüman) etkilendiğini belirtir72. Bazı şiirleri, Abduhalık Uygur’un halkı uyandırma temalı şiiri ile benzerlik taşımaktadır. Bu durum şairin Abduhalık Uygur’dan da etkilenmiş olabileceğini akıllara getirir.

Buğra şiirlerinde; çocuğu, çocuksuluğu ve çocuksu duyarlılığı yansıtır. Doğru, eğitici, masalımsı nitelikteki şiirlerle çocuklara yön vermeye gayret eder. Kullandığı imgeler, çocukların sevdiği ve zevk aldığı doğa öğeleridir. Doğa unsurlarına bir kişilik kazandırarak çocukların ilgisini ve dikkatini çekmeyi başarır. Ayrıca çocuğu; yaşadığı dünyaya, evrenin bir parçası olduğu gerçeğine yaklaştıran bir tutum sergiler.

Şair, dünyaya çocuk gözüyle bakar. Çocuklara; okurken eğlenme, zevk alma ve olayların kahramanlarıyla özdeşim kurma imkânı sağlar. Onları iyiye, güzele, doğruya yönlendirir. Ayrıca ebeveynlerin çocuklarını anlamasına ve önyargılarından uzaklaşmasına yardımcı olur.

Buğra; çocuk şiirleriyle çocukları kendi kültürlerine ve milli değerlerine bağlı birey olmaya yönlendirmektedir.

Açıklamalar:

1 Nurahmet Kurban. (2010). “Çağdaş Uygur İslam Düşüncesinin Önderi Abdulkadir Damolla”. Bilig, Sayı: 53, s. 171. (167-182)

2 Ercan Çelebi. (2007). “Türkistan Basın Tarihinin Boyutları (1870-2007)”. Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Sayı: 170,
s. 84. (71-88) .
3 Oğuz. (1936). “Edebiyat”, Yeni Hayat, 27 Aralık 1936, S. 48; Uygur Adil. (1947). “Milletdaş Mesleği”. Erk Gazetesi, 6
Ekim 1947, S. 89, s. 4.
4 Bulbul Ekrem. (2014). Uygur Balilar Roman İcadiyitidiki Yarqınlıq, Urumçi: Şinciang Yaşlar Ösmürler Neşriyatı, s.4.
5 İbrahim Alp Tekin. (2000). Memtili Ependi Şiirleri, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı, s. 12, 31, 38, 45, 67.
6 Nurmehemmet Zaman. (1995). Uygur Edebiyat Tarihi, Fukang: Şinciang Maarif Neşriyatı, s. 521.
7 Muhemmet Polat. (2014). “Şeiriyitimizniñ Yeqinki Ehvali Toğrisida Bezi Mulahiziler”, Uygur Edebiyatida 50 Yil, Urumçi:
Şinciang Yaşlar Ösmürler Neşriyatı, C. 1, s. 32 (31-52)
8 Muhemmet Polat. (2014). “Balilar Hayatiniñ Reñdar Şeiriy Menzirisi”, Uygur Edebiyatida 50 Yil, Urumçi: Şinciang Yaşlar
Ösmürler Neşriyatı, C. 2, s. 630 (630-635)
9 Komisyon. (2006). Uygur Edebiyatı Tarihi, Pekin: Milletler Neşriyatı, C.4/1, s. 286-288.
10 Komisyon. age. s.39.

11Bulbul Ekrem. age., s. 57-58.
12Bulbul Ekrem. age., s. 301 .
13Bulbul Ekrem. age., s. 171.
14Bulbul Ekrem. age., s. 394-396.
15Bulbul Ekrem. age., s. 434.
16Bulbul Ekrem. age., s. 7.
17 http://bbs.xjzjxh.com/forum.php?mod=viewthread&tid=29339 (Son Erişim Tarihi: 20.2.2016)
18 http://uyghur.people.com.cn/156324/15521377.html (Son Erişim Tarihi: 20.2.2016)
19Ayhan Koç. (2016). IV. Uluslararası İstanbulensis Şiir Festivali, İstanbul: Sultanbeyli Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Yayınları, s. 122 (122-126)

20(Muhtar Buğra). (20016). Makale yazarının Muhtar Buğra ile röportajı, İstanbul: 27.02.2016, 11:00-13:00.
21(Muhtar Buğra). agr.
22Ayhan Koç. age, s. 122.
23Abdurahman İsmail, (2005b). “Yaş Şair, Talantliq Rejissor Muhtar Buğrağa Oçuq Xet”, Muhtar Buğra, Tiken Pesli,
Urumçi, Şinciang Halk Neşriyatı, s. 205-234.
24Muhemmet İmin. (2011).“Sen’et Yoli-Arman Yolidir”, Urumçi:Tanritağ Ekranı, S.2, s. 40 (40-47).
25Muhtar Buğra. (2005b).Tiken Pesli, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı .
26Muhtar Buğra. (2005a). Qum Pesli, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı .
27Muhtar Buğra (2005c). Beşinçi Pesil, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı.
28Muhemmet İmin. age., s. 40, 45.
29Muhemmet İmin. age., s. 41.
30Abdurakman İsmayil. (2009). Muhtar Buğra-Arman Asqası, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı.
31Na Yun, Zhang Yue-han. (2009). Zhongguo Dangdai Shaoshuminzu Wenxue Fanyi Zuopinxuan, Pekin: Zuojia Neşriyatı, Akt.:Dilmurat Talat, s. 90-93.
32Ayhan Koç. age., s. 122-126 .

33Muhemmet İmin. age., s. 47.
34Muhtar Buğra.(2007). Axşamqi Lirika, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı.
35Muhtar Buğra. (2005b). age.
36Muhtar Buğra. (2005a). age.
37Muhtar Buğra.(2005c). age.
38Muhemmet İmin. age., s. 47 .
39(Muhtar Buğra). agr.
40Muhemmet İmin. age., s. 45-46.
41İmin Ehmidi. (2005a).“Axirki Söz”, Muhtar Buğra, Qum Pesli, s. 232-233.
42Buğda Abdulla. (2005c). “Muhtar Buğra Şiirleridiki Halqiş”, Muhtar Buğra, Beşinçi Pesil, s. 1-7 .
43Yasin Muhpul, (2005b).“Tiken Pesli’diki Yürek Sadası”, Muhtar Buğra, Tiken Pesli, s.1-8.
44Ayhan Koç. age., s. 122.
45(Muhtar Buğra). agr.
46Muhemmet İmin. age., 47.

47(Muhtar Buğra). agr.
48Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 79.
49Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 58.
50Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 115-156.
51Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 118-119.
52Muhtar Buğra. (2005a). age. s.152-153.
53Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 130.
54Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 117.

55Doppa, Uygurların milli benliğinin simgesi olan başlıktır. Kadın ve erkek için farklı desenlerde yapılır. Çimen Doppa: Bu
başlığının bir çeşididir.
56Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 117.
57Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 152-153.
58Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 148-150.

59Muhtar Buğra. (2005). age. s. 151 .
60Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 115.
61Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 124.

62Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 130.
63Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 142-143.
64Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 154-155.
65Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 116.

66Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 125-126.
67Abduhalık Uygur. (2014). “Oyğan”, Komisyon, Uygur Edebiyatı-Seçmeler-10, Almatı: Mektep Neşriyatı, s. 191-192.

68Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 127-128.
69Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 133-134.
70Muhtar Buğra. (2005a). age. s. 146-147

71(Muhtar Buğra). agr.
72(Muhtar Buğra). agr.

 

Kaynaklar

(Buğra, M). (2016). Makale yazarının Muhtar Buğra ile röportajı, İstanbul: 27.02.2016, 11:00-13:00
Abdulla, B. (2005c). “Muhtar Buğra Şiirleridiki Halqiş”, Muhtar Buğra, Beşinçi Pesil, Urumçi:
Şinciang Halk Neşriyatı,s.1-7
Alp Tekin, İ. (2000). Memtili Ependi Şiirleri, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı.
Buğra, M. (2005a). Qum Pesli, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı.
Buğra, M. (2005b). Tiken Pesli, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı.
Buğra, M. (2005c). Beşimçi Pesil, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı.

Buğra, M. (2007). Axşamqi Lirika, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı.
Bulbul, E. (2014). Uygur Balilar Roman İcadiyitidiki Yarkınlık, Urumçi: Şinciang Yaşlar Ösmürler
Neşriyatı.
Çelebi, E. (2007). “Türkistan Basın Tarihinin Boyutları (1870-2007)”, Türk Dünyası Araştırmaları
Dergisi, Sayı: 170, s. 71-88.
Ehmidi, İ. (2005a). “Axirqki Söz”, Muhtar Buğra, Qum Pesli, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı, s. 232-
233.
İmin, M. (2011). “Sen’et Yoli-Arman Yolidir”, Urumçi: Tanritağ Ekranı, S.2, s. 40-47.
İsmail, A. (2005b). “Yaş Şair, Talantliq Rejissor Muhtar Buğrağa Oçuq Het”, Muhtar Buğra, Tiken
Pesli, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı, s. 205-234.
İsmayil, A. (2009). Muhtar Buğra-Arman Asqası, Urumçi: Şinciang Halk Neşriyatı.
Koç, A. (2016). IV. Uluslararası İstanbulensis Şiir Festivali, İstanbul: Sultanbeyli Belediyesi Kültür ve
Sosyal İşler Müdürlüğü Yayınları, s. 122-126 .
Kurban, N. (2010). “Çağdaş Uygur İslam Düşüncesinin Önderi Abdulkadir Damolla”, Bilig, S. 53, s.
167-182.
Muhpul, Y. (2005b). “Tiken Pesli’diki Yürek Sadası”, Muhtar Buğra, Tiken Pesli, Urumçi: Şinciang
Halk Neşriyatı, s. 1-8.
Na, Y. Zhang, Y. (2009). Zhongguo Dangdai Shaoshuminzu Wenxue Fanyi Zuopinxuan, Pekin: Zuojia
Neşriyatı, Akt.:Dilmurat Talat, s. 90-93.
Oğuz. (1936). “Edebiyat”, Yeni Hayat, 27 Aralık 1936, S. 48.
Polat, M. (2014). “Balilar Hayatiniñ Reñdar Şeiriy Menzirisi”, Uygur Edebiyatida 50 Yil, Urumçi:
Şinciang Yaşlar Ösmürler Neşriyatı, C. 2, s. 630-635.
Polat, M. (2014). “Şeiriyitimizniñ Yeqinki Ehvali Toğrisida Bezi Mulahiziler”, Uygur Edebiyatida 50
Yil, Urumçi: Şinciang Yaşlar Ösmürler Neşriyatı, C. 1, s. 31-52.
Uygur A. (1947). “Milletdaş Mesleği”. Erk Gazetesi, 6 Ekim 1947, S. 89, s. 4 .
Uygur, A. (2014). “Oyğan”, Uygur Edebiyatı-Seçmeler-10, Almatı: Mektep Neşriyatı, s. 191-192.
Zaman, N. (1995). Uygur Edebiyat Tarihi, Fukang: Şinciang Maarif Neşriyatı, s. 521.
http://bbs.xjzjxh.com/forum.php?mod=viewthread&tid=29339 (Son Erişim Tarihi: 20.2.2016)
http://uyghur.people.com.cn/156324/15521377.html (Son Erişim Tarihi: 20.2.2016)

Uygur Akademisi © Her Hakkı Saklıdır.

Scroll to top