You Are Here: Home » Uygur Haber » Türkiye mezunu Uygur Ekrem Memet Çin’in Toplama Kampında hayatını kaybetti

Türkiye mezunu Uygur Ekrem Memet Çin’in Toplama Kampında hayatını kaybetti

Genç Uygur akademisyen Ekrem Mehmet Türkiye’de eğitim aldığı için, Çin’in toplama kampında işkenceye maruz kalarak, hayatını kaybetti.

Kadim Türk yurdu Turfanda doğan Ekrem Mehmet, 2005 yılında Pekindeki merkezi milletler üniversitesi Uygur dili ve edebiyatı bölümünü kazanıyor ve 2011 yılında oradaki eğitimini bitirdikten sonra, bilime olan aşkı ve Türkiye’ye olan sevgisiyle, öğrenci vizesi alarak yasal bir şekilde, Arkadaşı Nurettin İzbasar ile beraber eğitimini devam etmek üzere Türkiye’geliyor. 2012 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih-coğrafya Fakültesinde yüksek lisans eğitimine başlıyor ve mezuniyetinin ardından 2016 yılında memleketine geri dönerek Urumçi Maarif Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Ekrem Mehmet’in yol arkadaşı Nurettin İzbasar’dan alınan bu bilgiler sonucunda daha acı bir haber herkesi dehşete düşürüyor.

Ekrem Mehmet 2018 yılında Çinliler tarafından Toplama kamplarına götürülüyor ve böylece Nurettin İzbasar onunla olan irtibatını kaybediyor, yaklaşık iki senelik bu irtibat kesintisinden sonra, daha kaç gün önce Nurettin İzbasar arkadaşı Ekrem Mehmetin ölüm haberini alıyor, onun dediğine göre, Ekrem Mehmet Çinlilerin toplama kamplarında sürekli işkence uygulaması sonucu dayanaklığını yitirmiş ve ölüme yenik düşmüştür, hem de Ekrem Mehmet’in tek suçu Türkiye’de eğitim görmek olmakla ölümüne sebep olmuştur. Sırada kendini insan olarak sayan her bir yaratığın acımaması imkansız daha bir haber şu ki, Ekrem Mehmet’in eşi onunla aynı okulda öğretim görevlisidir ve Ekrem Mehmet yeni doğan bebeğini görme şansını yakalamaksızın hayatına son verilmiştir.

Nurettin İzbasar anılarını paylaşarak arkadaşı Ekrem Mehmet’ten şöyle bahsediyor:

Şehit Ekrem Mehmet Kardeşimle bir Anımı paylaşıyorum:

2011 senesi 11 Mart günü Pekin Havaalanından Moskova aktarmalı İstanbul uçağına bindik.

Uçak kalktığında Ekrem bana sanki özgürlüğe uçuyoruz kardeşim ama şimdiden anne babamı özlemeye başladım, dedi. Ben de merak etme kardeşim, biz yabancı bir ülkeye gitmiyoruz, Türkiye’ye gidiyoruz, dedim.

Cebimizde birkaç bin dolar kadar para vardı, ailesi sattığı kuru üzümlerin parasına biraz borç para ekleyerek ona vermişti. Evet, dedi Ekrem, Türkiye’ye kardeşlerimizin ülkesine gidiyoruz.

Biz orada yabancılık çekmeyiz, Türk hocalar Uygur öğrencilere sahip çıkarlar, inşallah hakkını vererek okuruz ve memleketimize döneriz, dedi.

Moskova’da birkaç saat bekledikten sonra yolculuğa devam ettik. Uçak İstanbul semalarına gelince Arkadaşım sonunda çok sevdiğimiz hayal ettiğimiz İstanbul’a kavuştuk dedi.

İstanbul Boğazı’nı göstererek “Bak, atalarımız ne kadar güzel bir şehri kendilerine vatan edinmiş, dedi. Ben de merak ile İstanbul’u seyretmekteydim.

Uçak indi ve İstanbul gümrük kapısında pasaport kontrolünde polis memuru Ekrem’in Pasaportuna bakarak Uygur musun dedi.

Ekrem “Evet, dedi ve bunu duyan polis memuru kendi vatanınıza hoş geldiniz, dedi ve benim de pasaportumu alarak tam Türksünüz, kapılar sonuna kadar açık size, dedi.

Ekrem ve ben o kadar mutlu olduk ki, Çin gümrüğünden çıkarken çektiğimiz stres bir anda uçup gitti. Ekrem bana böyle gülen ve bizi seven polisi ilk defa görüyorum, diyerek mutluluğunu ifade etmişti.

Uygur Akademisi © Her Hakkı Saklıdır.

Scroll to top