Saidiye Hanlığı ve Hocalar Devri Kaynakları (1514-1762)
Yrd. Doç. Dr. M. Bilal ÇELĠK
Özet
Bu çalışma tarih boyunca Doğu Türkistan, Küçük Buhara, Kaşgarya, Altışehir, Tarım Havzası, ÇinTürkistanı ve Sincan (Sinkiang) isimleriyle anılan bölgenin belli başlı tarihi kaynaklarını tanıtmaktadır. Bu bölgede1514-1696 yılları arasında Saidiye Hanlığı’nın hüküm sürmesinin ardından, Nakşibendî tarikatı mensubu veHocalar olarak maruf olan kişiler yönetime geçmiş ve 1762 yılında bölgede Çin hakimiyeti kurulana kadar bölgeyehakim olmuşlardır. Bu dönemde Doğu Türkistan’da güçlü ve başarılı bir iktidar olmasa da, nispeten merkezî biryönetim varlığını korumuştur. Saidiye Hanlığı ve Hocalar dönemi yakından incelendiğinde bu dönem ile ilgiliazımsanamayacak sayıda kaynağın olduğu görülmektedir. Bu çalışma büyük bir kısmı hâlâ incelenmemiş olan bueserleri tanıtmayı amaçlamaktadır.
1.Giriş
Yarkend Hanlığı veya Kaşgar Hanlığı olarak da isimlendirilen Saidiye Hanlığı bugün Çin’in batı toprakları olan ve ismi Çin Türkistanı veya Sinkiang (Sincan, Şincan) denilen bölgede kurulmuştur. Tarihte burası Doğu Türkistan, Küçük Buhara, Kaşgarya ve Altışehir (Aksu, Üç Turfan, Hotan, Kaşgar, Yarkend ve Kuça) is imleriyle de anılmıştır. Bölge için ayrıca Tarım Havzası ismi de kullanılmıştır. Bu bölgede XVI. yüzyılın başında kurulan hanlık, ismini devleti kuran Sultan Said Han’dan (1514–1533) almıştır. Said Han, Çağatay Han neslinden Tuğluk Timur’un soyundan gelmektedir. Mâverâünnehr’de Özbeklere karşı başarılı olamayacağını anlayan Sultan Said Han, bölgeyi terk ederek Mirza Ebubekir’in hüküm sürdüğü Kaşgar’a gelmiştir. Sultan Said onu yenilgiye uğratarak 1696 yılına kadar hayatiyetini devam ettirecek ve birbiri ardı sıra neslinden on dört hanın iktidara geleceği bir hanlık kurmuştur.
Mirza Ebubekir’i yenilgiye uğratıp yönetimi ele geçirdikten sonra çevre şehir ve bölgelere üst üste başarılı seferler düzenleyen Sultan Said Han gücünü ispat etmiştir. Onun ölümünden sonra iktidara gelen oğlu Abdurreşid Han (1533–1560) döneminde merkezi yönetimi güçlendirmek adına hanlıktaki etkin kabileler sindirilmiştir. Ancak onun zamanı oldukça sıkıntılı geçmiştir. Özellikle, hanlığa yönelik Kazak ve Kırgız kabilelerin saldırıları hükümdarı uğraştırmıştır. Hatta bu kabilelerin hanlığa düzenledikleri akınlardan birinde hanın büyük oğlu Abdullatif öldürülmüştür1. Bütün bu olumsuzluklara rağmen onun iktidar devresi sanatsal gelişmelere tanıklık etmiştir. Ayrıca bu dönemde hanlıkta yaşayan kabilelerin büyük oranda İslamlaştığı ve yerleşikliğe geçtiği müşahede edilmektedir.
Abdurreşid Han’ dan sonra tahta geçen oğlu Abdulkerim Han (1560–1591) döneminde hanlıkta önemli başarılar görülmezken onun yerini alan kardeşi Muhammed Han’ın (1591– 1609) iktidar devresinde devlet zirve çağını yaşamıştır. Bu hükümdar döneminde Buhara Özbek Devleti hükümdarı II. Abdullah Han, Kaşgar’a sefer düzenlemiş, ancak başarılı olamamıştır.2
Muhammed Han’ın ölümü hanlıkta kargaşaya yol açmış ve otuz yıl müddetle yönetime hâkim olmak isteyen gruplar arasındaki mücadele çok sık han değişikliğine yol açmıştır. Abdullah Han (1636–1667) döneminde hanlık tekrar toparlanma sürecine girmiştir.3 Pek çok muhalif ileri gelen ülkeden sürülmüş, Oyratlara karşı başarıyla mücadele edilmiş, hatta ilişkileri geliştirmek için Çin, Babürlü ve Buhara sarayıyla elçi teatisinde bulunulmuştur. Ne var ki, onun ölümünden sonra artan Oyrat baskısı, ayrıca ülkede daha etkin olan Karadağlı hocalara karşı Akdağlı hocaların muhalefeti merkezî yönetimi zor durumda bırakmıştır. Zaten sonunda da Hocalar yönetime hâkim olacak ve Saidiye Hanlığı’nın hayatiyetine son vereceklerdir.
Akdağlı (Aktağlık, İşkiye, Afakiye) hocalar4 ve Karadağlı (Karatağlık, İshakiye) hocalar olarak isimlendirilen bu iki grup Nakşibendi tarikatına mensupturlar. Her iki grubun lideri konumundaki kişiler meşhur Nakşibendi şeyhi Ahmed Kasâni nin (Mahdum-1 Âzam, 1461–1543) nes lindendirler. Onun ölümünden sonra büyük oğlu Muhammed (İşân-1 Kelân) ile dördüncü oğlu İshak Veli tarikatın liderliği için güç mücadelesine girişmişler, böylece iki rakip ve muhalif grup ortaya çıkmıştır: Akdağlılar ve Karadağlılar.
İşân-ı Kelân nes linden olan Akdağlı hocaların lideri Muhammed Yusuf, Saidiye Hanlığı hükümdarlarından Yolbars (1667–1670) döneminde, hanın desteğini alarak ülkede etkinliğini artırmış, ancak sonraki hükümdar İsmail Han (1670–1680) zamanında, bu nüfuz sona ermiştir.5 Akdağlı hocaların yerini liderleri İshak Veli neslinden olan Karadağlı hocalar almış ve hanlıkta günden güne güç kazanmışlardır. Akdağlı hocaların lideri Afak Hoca (ö. 1694) ise ülkeyi terk ederek önce Keşmir’e, daha sonra ise Tibet’e gitmiştir.6 Buradan Cungar hanı Galdan’ın yanına geçen Afak Hoca, yeni hükümdar olan bu kişiyi Doğu Türkistan’ı işgal etmesi konusunda teşvik etmiştir. Onun da yönlendirmesiyle Galdan, 1680 yılında, 120.000 kişilik bir orduyla Saidiye Hanlığı’nı işgal etmiş, ancak yönetimi Afak Hoca’ ya vermemiştir. Böylelikle sonraki 16 yıl (1696’ya kadar) Saidiye Hanlığı Cungarlara tabi olarak hayatiyetini devam ettirmiştir.
Bu dönemde Afak Hoca ve oğlu is yan girişimlerinde bulunmuşlar, hatta iki yıl kadar iktidarı ellerinde tutmuşlardır. Ne var ki, çıkan başka bir isyan onların sonunu hazırlamıştır.7 Bir yandan Cungarların hanlıkta hâkimiyetlerini kurma çabaları, bir yandan yerel güç odaklarının etkinliklerini artırma gayretleri, bir yandan da merkezî otoritenin iktidarını kendi elinde toplama girişimi, sonu bütün taraflar için büyük kayıplara yol açan çatışmaları gündeme getirmiştir. 1696 yılında Cungarların hanlığa düzenledikleri sefer, Kırgızları etkisiz kıldığı gibi Saidiye Hanlığı’nın da sonunu getirmiştir. Bölgede söz sahibi olmak isteyen bir diğer güç odağı Çin’in King (Ch’ing, Mançu) Hanedanı’nın 1697 yılında Cungar hanı tarafından yenilgiye uğratılması, Doğu Türkistan’da Cungar hâkimiyetini pekiştirmiştir.
Sonraki dönemde Cungarlar, Tarım Havzası’nda doğrudan yönetime karışmamışlar, bölgeyi tabi eyalet statüsünde idare etmişlerdir. Yerel yöneticilerin ve yönetimde etkinliği olan kişilerin oğullarını Cungar Hanlığı’nın başkenti İli’de rehin tutarak, hem bölgenin yöneticilerini kontrol altında bulundurmuşlar, hem de düzenli vergi almayı başarabilmişlerdir.8
Hocalar devrinin belki de en dikkat çeken yöneticisi Cihan Arşi’dir (1685–1756). Bu şahıs Doğu Türkistan’ın 1736–1756 yılları arasında idareciliğini yapmış ve bu dönemde ülke kültürel gelişmelere tanıklık etmiştir.
Bu arada Cungar hâkimiyetine karşı zaman zaman isyanlar meydana gelmiştir. Özellikle Cungar hanı Galdan’ın 1745 yılında ölmesi ve müteakiben Cungar Hanlığı’nda baş gösteren taht kavgaları, Cungarların gücünü tükettiği gibi, Doğu Türkistan siyasetine gerekli önemin verilmesini engellemiştir. Doğu Türkistan’ın çeşitli şehirlerinde isyan eden yerel yöneticiler zaman zaman Çin’in de yardımını talep etmişler, hatta bazıları King Hanedanı’na itaatlerini bildirmişlerdir.9 Yerel yöneticilerin bu talepleri, sonunda Çin yönetimini harekete geçirmiş ve 1755 yılından başlamak üzere Cungarlar üzerine askerî seferler düzenlemeye yöneltmiştir. 1762 yılına gelindiğinde ise King Hanedanı, resmî olarak Doğu Türkistan Genel Valiliği’nin kurulduğunu duyurmuştur.
2.Kaynaklar
XVI. yüzyıl başından XVIII. yüzyıl ortasına kadar ana hatlarıyla özetlemeye çalıştığımız Doğu Türkistan tarihinin kaynaklarının bir kısmının neşri olmasına rağmen büyük bir kısmı hâlâ neşredilmemiş durumdadır. Belki de bu yüzden Saidiye Hanlığı ve Hocalar devri birkaç istisna dışında10 incelenmemiş durumdadır.
Bu girişten sonra Saidiye Hanlığı ve Hocalar Devri’ne ait öne çıkan çağdaş kaynaklar şöyle sıralanabilir:
2.1. Babürnâme:
Vakayinamenin yazarı Zahirüddin Muhammed Babür XVI. yüzyıl Türkistan tarihinin en önemli siyasi figürlerinden biridir. Onun ününün arkasında siyasi bir kişilik olarak Timur’un beşinci batından torunu olmasından Şibanî Muhammed Han ile Türkistan hâkimiyeti için mücadele etmesine, Türkistan halkı tarafindan büyük sevgi ve saygı görmesinden Türklerin kurduğu en büyük devletlerden birini Kuzey Hindistan’da inşa etmesine kadar pek çok husus yer alır. Ancak en az siyasi kişiliği kadar onun edebi yönü de dikkat çekici olup Çağatayca kaleme aldığı Babürnâme isimli eser çok erken bir tarihten itibaren bilim âleminin yakın ve özel ilgisine mazhar olmuş ve başta İngilizce11, Fransızca12 ve Rusça13 olmak üzere pek çok yabancı dile tercüme edilmiştir. Bunun yanı sıra Türkiye Türkçesi’ne de çevrilmiştir.14
Aslında Babür’ün eserinin bir ismi yoktur. Sonraki dönemlerde çalışma Babürnâme, Vekâyi veya Tüzük-i Babürî olarak nitelenmiştir. Vakayiname temelde bir anı kitabı olarak kabul edilebileceği gibi aymı zamanda bir coğrafya, etnografya, folklor, tip, botanik ve zooloji kitabıdır.15 Bilindiği kadarıyla 10 nüshası16 olan Babür’ün eseri 10 Haziran 1494 ten 7 Eylül 1529’a kadarki bir dönemi içine alır. Ancak onun bazı sayfaları eksiktir.
Eseri kabaca üç ana kısma ayırabiliriz. Birinci kısımda müellif Mâverâünnehr ve Fergana şehirlerinin tanıtımı ile bu iki bölgedeki faaliyetlerini anlatır. Özellikle Özbek Muhammed Han Şibanî ile girdiği mücadele ve diğer olaylar bu bölümde yer almaktadır. İkinci kısmın ana mevzuu Babür’ün Kabil’de yaşadıklarına hasredilmiştir. Üçüncü kısımda ise Babür’ün Hindistan hayatı vardır.
Vakayinamenin Doğu Türkistan tarihi açısından değeri onun Yarkend Hanlığı’nın kurucusu Sultan Said Han’ın erken dönem hayatından bahsetmesinden ileri gelir. Babür ile Sultan Said, Doğu Çağatay Hanlığı hükümdarlarından Yunus Han (1462-1487)’ın farklı çocuklarından olma torunlarıdır. Babürnâme’de Sultan Said Han’ın babası Sultan Ahmed Han ile amcası Sultan Mahmud Han hakkında bilgilerin yanı sıra, onun Babür’ün yanına gelişi, Muhammed Han Şibanî’nin ölümünden sonra Babür ‘ün onu Endican’a göndermesinden söz edilmektedir.
2.2. Tarih-i Reşidî:
Tam adı Mirza Muhammed Haydar Küregen b. Muhammed Hüseyin b. Muhammed Haydar b. Emir-i Kebir Said Ali b. Emir Ahmed b. Hudaydad b. Emir Bulacı olan müellif Duğlat Kabilesi’ne mensuptur. O aynı zamanda Babür’ün teyze oğludur. H. 905 (M. 1499–1500) yılında Taşkent`te doğmuştur. Hayatının ilk dönemi Babür’ün yanında geçmiştir. Muhtemelen Babür’ün Özbekler karşısında üst üste aldığı yenilgilerden ötürü 1512 yanından ayrılan Mirza Haydar, kuzeni Sultan Said Han b. Sultan Ahmed’in yanına gitmiştir.17 Özbekler karşısında tutunamayan Sultan Said’in Kaşgar’a gitmesi üzerine onunla Kaşgar’a gelen müellif burada kurulan Saidiye Hanlığı’nın üst yönetim kademelerinde, genellikle askerî komutanlıklar olan, çeşitli vazifeler üstlenmiştir. Ancak Sultan Said Han ölüp yerine oğlu Abdurreşid Han geçince dengeler değişmiştir. Yeni han iktidarını sağlamlaştırmak için tasfiye harekâtına girişince,18 bu harekâta maruz kalmaktan çekinen Mirza Haydar, 1536 yılında onun yılında hanlığı terk ederek Bedehşan ve Kabil üzerinden o sırada Babür’ün oğlu Kamran 19 Mirza’nın yönettiği Lahor’a ulaşmıştır.19 Burada büyük itibar gören müverrih, Hindis tan’ın Kamran’a tabi olan kısımlarının valisi olmuştur. 1539 yılından itibaren Mirza Haydar, Hümayun’un maiyetinde yer alarak ona danışmanlık yapmıştır. Daha sonra ise Keşmir’i Babürlüler namına ele geçirerek buranın sonraki on bir yıl boyunca yöneticiliğini üstlenmiştir. Mirza Haydar 1551 yılında yapılan bir savaşta hayatını kaybetmiştir.20
Kendisini Moğulların21 çöküş devrinin tarihçisi olarak tavsif eden Mirza Muhammed Haydar’ın yazdığı eser XVI. yüzyılın ilk yarısında Doğu Türkistan tarihi ile ilgili kaleme Saidiye Hanlığı ve Hocalar Devri Kaynaklarnı (1514-1762) 70 alınan en dikkate değer tarihî kaynaklardan biridir. Müellif onu Keşmir valiliği sırasında 1541– 1546 yılları arasında kaleme almıştır. Çalışma araştırmacılar için XVI. yüzyıl Doğu Türkistan, Afganistan, Deşt-i Kıpçak, Türkistan ve Hindistan tarihi açısından vazgeçilmezdir.
Tarih-i Reșidî, her biri defter olarak isimlendirilen iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm tarihî eserlerden yararlaılarak kaleme alınan kısımken, ikinci bölüm yazarın bizzat şahit olduğu veya anlattığı olayların aktörleriyle yakın tanışıklığı olduğu kısımdır. Mirza Haydar ikinci bölümü birincisinden önce yazmıştır ve hacim bakımından da ikinci bölüm daha büyüktür.
Birinci bölümde Mirza Muhammed Haydar, Çağatay evladı olan Moğulistan hanlarının tarihlerini Tuğluk Timur’dan (1347–1363) itibaren anlatmaktadır. Olaylar Sultan Said Han’ın 1533 yılında ölümüne kadar gelmektedir. Bu zaman dilimi içerisinde birinci defterde (bölümde) Tuğluk Timur dönemi ve onun Müslüman oluşu, Emir Timur’un tarihi (özellikle onun Doğu Türkistan seferleri), Veys Han ve Yunus Han dönemleri, Doğu Çağataylı Sultan Mahmud ve Sultan Ahmed hanlar ele alınmıştır. Bizi ilgilendiren ve orijinal olan ikinci defterde ise Muhammed Haydar Mirza, Muhammed Han Şibanî ile Babür’den bahsederek sözü daha sonra Sultan Said Han’a ve yaptıklarına getirmiştir. Sultan Said Han’ın Özbekler karşıs ında başarılı olamaması üzerine Kaşgar’a gidişi, burada Mirza Ebubekir ile mücadelesi, onu yenerek tarihe “Saidiye Hanlığ” veya “Yarkend Hanlığı” olarak geçecek devleti kurması, Sultan Said Han’ın daha sonra ülke topraklarını genişletmek için düzenlediği fütuhat hareketi, bu seferlerde kendisinin üstlendiği görevler, o dönemde Keşmir’in durumu, Sultan Said Han’ın ölümünden sonra hanlıkta meydana gelen olaylar eserin sayfalarında yer almıştır.
Vakayiname çok ilginç ve orijinal bilgiler vermesinden başka, o dönemde coğrafyayı ele alan hemen hemen tek kaynak olmasından ötürü de araştırmacıların ilgisini hep çekmiştir. Eserin batı dillerine tercümelerinden en çok bilineni E. Denison Ross tarafindan yapılanıdır.22 İngilizce çeviri olan bu çalışma birkaç kez baskı yapmıştır. Ross’un bu çevirisi Türkçeye Osman Karatay tarafından 2006 yılında kazandırılmıştır.23 Tarih-i Reşidi’nin 1996’da, W. M. Thackston tarafından Farsça24 ve İngilizce,25 1996 yılında Taşkent’te yapılan Rusça26 2004’te Tahran’da yapılan Farsça27 ve 2010’da Taşkent’te yapılan Özbekçe28 gibi çeşitli çeviri ve basımları mevcuttur. Yukanda bahsedi len Mirza Muhammed Haydar Duğlat’a ait Tarih-i Reșidî isimli ve orijinali Farsça olan vakayinamenin XIX. yüzyılda yapılan Uygurca neşri ile ona yazılan ilave (zeyl)den de söz etmek gerekir.
XIX. yüzyılın başında Hoca Muhammed Şerif, Tarih-i Reşidi’yi Uygurcaya tercüme ettiği gibi bu esere bir de ilave yazmıştır. Eser beş kişilik bir tercüme grubu tarafından Uygurca ve Japonca tercümesi ile birlikte 2008 yılında Tokyo’da yayımlanmıştır.29 Kaşgar hâkimi Emir Zuhuriddin, halkın kendi tarihlerini öğrenebilmesi için Tarih-i Reșidi’nin tercüme edilmesi işini Hoca Muhammed Şerif’e vermiş, o da bu kıymetli eseri Uygurcaya çevirerek ona 1253/1837-1838 yılında ilave bir kısım yazmıştır. İlave kısmında müellif olayları 1546 yılından başlayarak 1840’a kadar getirmiştir. Dolayısıyla eseri önem açısından iki kısma ayırmak mümkündür. Birincisi kendi döneminden önceki olayların anlatıldığı ve daha çok yazarın okuduğu kitaplar çerçeves inde konuların ele alındığı kısımdır. İkinci kısım ise kendi döneminde duyduğu veya bizzat şahit olduğu olaylara hasredilmiştir. Bunlar arasında Yarkend Hanlığı’nın Cungarlar ve King (Mançu) Hanedanı tara findan işgali, King işgali döneminde Doğu Türkistan ile Kaşgar hâkimi Žuhuriddin’in faaliyetleri sayılabilir. Hoca Muhammed Şerif ilave kısmına “Mevlâna Kemâleddin Ebu’l-Hayr’ın Zikri” ile başlamaktadır.30 Buhara Özbek Devleti hükümdarlarından Köçküncü Han’ın oğlu Abdullatif Han, Nevruz Ahmed Han olarak da bilinen Barak Han, İskender Han’ın oğlu II. Abdullah Han’ın faaliyetlerinden bahsettikten sonra s. 349a (s. 14)’dan itibaren Yarkend Hanlığı hükümdarlarından söz edilmiştir Bunlar arasında olmak üzere Abdurreşid, Abdulkerim, Şucaeddin Ahmed, Abdullah ve diğer hanlar sayılabilir. Eserde Doğu Türkistan’da yaşamış din adamlarından da söz edilmiştir. Son kısımda ise Zuhuriddin Hâkim Bey’in vakıfnâmesi vardır.
2.13. Tezkire-i Hoca Muhammed Serif:
Türkistan’da kaleme alınan tezkireler tarihçiler tarafından çok fazla kullanılan kaynaklardan değildir. Aslında bunlar sufi literatürünün bir parçası olarak Türkistan halklarının tarihini aydınlatmada önemli işlevler görebilirler. İnsanların sufi liderlerle iletişimi, bu liderlerin halk ve yönetici elit üzerindeki itibarı ve nüfuzu, halkın değer yargıları ve İslamiyet ile ilişkileri gibi pek çok konu başlığı hakkında bilgi tezkireler aracılığı ile elde edilebilir. Burada ele alacağımız ilk tezkire müellifi bilinmeyen Tezkire-i Hoca Muhammed Şerif olup XVI. yüzyılın ikinci yarısında kaleme alınmıştır. Kaynağın konusu olan ve H. 878–973 (M. 1473–1474/1565–1566) yılları arasında yaşayan Hoca Muhammed Şerif, Üveysiye Tarikatı’na mensuptur. Bu tarikat Karahanlılar döneminde göçebeler arasında İslam’ın kabul edilmesinden itibaren yaygınlık kazanmıştır. Döneminde Hoca Muhammed Şerif tarikatın şeyhliğini yapmıştır.
Hoca Muhammed Şerif Sayram’lıdır. Semerkand’da medrese tahsili görmüştür. Medrese eğitiminden sonra Kaşgar’a gelerek burada göçebe şamanları Müslüman yapması nedeniyle oldukça ünlenmiş, müridleri arasına Abdurreşid Han da dâhil olmuştur. Hoca hana hem öğretmenlik, hem de danışmanlık yapmıştır.31 Hoca Muhammed Şerif 1565/1566 yılında vefat etmiştir. Ondan sonra da tarikatın başına Muhammed Veli Sufi geçmiştir. Tezkire, Hoca Muhammed Şerif’in ölüm hadisesinden sonra yeni şeyhe odaklanmıştır.
Hoca Muhammed Şerif, Saidiye Hanlığı hükümdarlarından Abdurreşid Han’ın çağdaşı olmasından ve hanla yakın ilişki kurmasından dolayı tezkirede siyasi olaylar zaman zaman yer almıştır. Eserde en çok dikkati çeken siyasi olay Abdurreşid Han’ın Kırgızlarla olan savaşıdır. Savaşın sebebi olarak da Kırgızların zekât vergisi vermeyi reddetmesi gösterilmektedir. Hanın Kırgızlara karşı yaptığı mücadelede Hoca Muhammed Şerif ona büyük destek vermiştir.32 Özellikle Kırgızlar tarafindan öldürülen oğlu Sultan Abdullatif’in intikamını almak için ordu toplayan Abdurreşid Han’a yapacağı fetva vermiştir.33
Tezkire menâkb-nâme tarzında kaleme alınmış olup onun bilinen üç nüshası vardır. Bilindiği kadarıyla eserin bir neşri yapılmamış olmakla birlikte Materialı Po İstorii Kazahskih Hanstv XV-XVI Vekov isimli çalışmada 146b-147b sayfaları arası Rusçaya tercüme edilmiştir.34
2.4. Heft İklim:
Tezkire-i Heft İklim olarak da bilinen kaynağın yazarı İran’ın Rey şehrinde doğan ve soylu bir aileden gelen Emin Ahmed Râzî’dir. Eserin başlığını da belirlerken etkili olan iklim kavramına göre, yazar onu yedi bölüme (iklim) ayırmıştır. V. V. Barthold’un da dikkat çektiği gibi, çalışma Tarih-i Reșidi ile Bahru’l-Esrâr arasında bir geçiş kaynağı olarak kabul edilebilir.35 Çünkü Tarih-i Reşidî olayları 1546 yılına kadar getirebilmiş, Bahru’l-Esrâr’ın da yazımına 1634`te başlanmıştır. Dolayısıyla Heft İklim, kronolojik olarak Tarih-i Reşidi nin devamıdır denilebilir. Müellifin H. 996-1002 (1588-1594) yılları arasında kaleme aldığı ve Hindistan’da tamamladığı çalışması tarih, coğrafya ve biyografi kitabı niteliği taşır. Onu yazarken kendinden önceki eserlerden istifade ettiği gibi (mesela içindeki bilgilerin bir kısmı Tarih-i Reșidi’den devşirilmiştir) şahsi gözlemlerine de yer vermiştir. İçinde çeşitli şehirlerin coğrafi özellikleri, mevkileri, nüfusları, halkın gelenek ve görenekleri, hatta sosyal ve iktisadi durumları yer aldığı gibi, VII. ile XVI. yüzyıllar arasında yaşamış olan şeyh, bilim adamı, yazar, şair ve siyasetçilerin biyografisi de mevcuttur.36
Yedi İklim manasına gelen Heft İklim isimli çalışmasında Râzî, birinci iklimi (bölüm) Yemen; ikinci iklimi Mekke, Medine, Yemame, Hürmüz, Ahmedabad (Gucerat’ın başkenti) vd.; üçüncü iklimi İran, Irak vd.; dördüncü iklimi Merv, Abiverd, Serahs, Belh, Meymene, Bedehşan vd.; beşinci iklimi Harezm, Buhara, Endican, Hocend, Fergana vd.; altıncı iklimi Türkistan, Cend, Kaşgar, Yarkend;
yedinci iklimi de Bulgar, Saklab ve Batikli’de yaşamış 1560 kişinin biyografisine hasretmiştir. Coğrafya ve biyografi eseri olmasının yanı sıra Heft İklim, aynı zamanda bir tarihî kaynaktır. Mesela Babür’ün ölümünden sonra Hindistan’daki Babürlü Devleti’nin durumu, Belh şehri yüzünden Şibanîler ile Babürlülerin karşı karşıya gelmesi ve konumuzla esas ilgili olarak Doğu Türkistan tarihi, özellikle Abdurreşid Han sonrası dönem, vakayinamenin sayfalarında yer almıştır. Vakayinamenin 1972 yılı neşrinin beşinci cildinin 8-26 sayfalar arası Saidiye Hanlığı tarihi hakkında bilgi vermektedir. Eser Tahran’da 3 cilt,37 Kalküta’da da 5 cilt38 olarak farklı tarihlerde birkaç kez neşredilmiştir.
2.5. Bahru’l-Esrâr Fi Menâkibu’l-Ahyâr:
Vakayinamenin yazarı Astrahanî hükümdarlarından Nadir Muhammed’in maiyetinden olan Emir Veli’nin oğlu olup Mahmud b. Emir Veli veya Mahmud b. Veli olarak maruftur. Belh’te doğan Mahmud b. Emir Veli iyi bir eğitim almıştır. 1625’te Belh’ten ayrılarak Hindistan, Bengal, Sri Lanka (Seylan)’da bulunmuş, gezisi sırasında esir düştüğü gibi 1628’de Babürlü Devleti imparatoru Şah Cihan ile görüşme imkânı bulmuştur.39 1630 yılında Belh’e dönmüştür.
Mahmud b. Emir Veli aldığı eğitim ve edindiği tecrübeler neticesinde pek çok eser kaleme almıştır. Bunlar arasında Muhabbet-Nâme, Necm-i Sâkib, Revâyih-i Tayyibe, Risale-yi Bihâriye ve Ahlâk-t Hüseynî sayılabilir. Ancak onun abidevî eseri Bahru’l-Esrâr Fi Menâkibu ‘l-Ahyâr’dır ve bununla o, çağının en seçkin müellifleri arasında yer almıştır. Çalışma en eski zamanlardan XVII. yüzyılın ortalarına kadar İslam dünyasının madenleri, tarihî coğrafyası ve siyasi tarihi gibi pek çok konuda zengin malzeme sağlar.40
Nadir Muhammed Han’ın isteği üzerine yazılan ve ona ithaf edilen çalışmm ağdalı bir Farsça ile kaleme alınmıştır. 1 Rabiulahir 1044/24 Eylül 1634 tarihinde yazılmaya başlanmış, 1641’den sonra da tamamlanmıştır. Müverrih eserini yazarken çok sayıda kitaptan istifade etmiştir.41 Barthold, Mahmud b. Emir Veli’nin eserini yazarken Hafız Taniş’in eseri Abdullah- Nâme’yi örnek aldığını iddia eder. Bunun yanı sıra, eseri araştırmacıların ülkenin geçmişiyle alakalı en ayrıntılı ve güvenilir bilgiye ulaşabileceği bir kaynak olarak tanımlar. Yedi cilt olan vakayinamenin her cildi rükn adı verilen dört bölüme ayrılmıştır.42 Bizi doğrudan ilgilendiren kısım altıncı cildin ikinci rüknüdür. Bu bölüm destan ismi verilen 50 parçadan oluşmaktadır. Bu kısım Mâverâünnehr ve Doğu Türkistan’da hüküm süren Çağatay evladına hasredilmiştir. Tarih aralığı olarak da yaklaşık 1224`ten 1638’e kadar olayları hikâye eder. Özellikle vakayinamenin Tarih-i Reșidi’nin bir devamı ve tamamlayıcısı olduğu söylenebilir. Vakayiname XVI. ile XVII. yüzyıllarda Doğu Türkistan’da meydana gelen dâhili gelişmelerinin yanı sıra komşu Özbek, Kazak ve Kırgız devlet ve halklarıyla ile ilişkiler konusunda da bilgiler verir. Buna ilaveten bölge tarihinin toplumsal ve iktisadi meselelerine de odaklanır.43 Mahmud b. Emir Veli altıncı cildin ikinci rüknünün son kısmında Yarkend Hanlığı’nın yaklaşık yüz yıllık dönemini ele alır. Yani Sultan Abdurreşid Han’ın tahta çıkışından (1533) Sultan Ahmed Han’ın ölümü ve Kaşgar tahtının Abdurrahim Han’ın oğlu Abdullah Han tara findan deruhte edilmesine kadarki hadiselere (1047/1637-1638) eserinde yer verir. Özellikle son dönem olayları çalışmasında işlerken daha çok iç karışıklar nedeniyle Doğu Türkistan’dan Batı Türkistan’a kaçan soyluların anlatımlarına dayanır.44
Bilindiği kadarıyla eserin tam bir neşri yapılmamıştır. Ancak onun bazı bölümleri Riyazu’l-İslam45 ve Håkim Muhammed Said, Seyyid Muinu’l-Hak, Ensar Zahid Han46 tara findan Farsçası neşredilmiştir. Ayrıca Materialt Po iİstorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov isimli çalışmada vakayinamenin bir kısmının çevirisi mevcuttur.47
2.6. Ziyâu’l-Kulûb:
“Kalplerin İşığı” anlamına gelen Ziyâu’l-Kulûb isimli çalışma 1012/1603-1604 yılında tamamlanmıştır. Müllifi Muhammed İvaz Semerkandi’dir.48 Eser Şeyh Seyyid Ahmed Kasânî’nin (Mahdum-1 Âzam) oğlu ve XVI. yüzyılda Doğu Türkistan’ın en meşhur sufilerinden Hoca İshak’ı konu edinen bir tezkiredir. Eser bütünüyle Hoca İshak’ın biyografisine hasredilmiştir. Onun biyografisi bundan başka Câlis-i Müştakîn ve Menâkıb-t Hoca İshak isimli eserlerde de ele alınmıştır.48
Önsözünde müellif Ziyâu’l-Kulûb’un altı bölümden oluşacağını bildirmiş, ancak bu planını uygulayamamıştır. Tezkire, bölümlerin yerine hikâyelerden meydana gelmiştir. Müellif Hoca İshak’ın Kazaklar, Kırgızlar, Kalmuklar ile diğer kabile ve halklardan çok sayıda insanı Müslüman yaptığını ayrıntılarıyla anlatmıştır. Bu anlatımlar sayesinde XVI. yüzyılda kabilelerin yerleşim alanlarını tespit etmek nispeten mümkün olabilmektedir.50
Hoca İshak, Saidiye Hanlığı hükümdarlarından Abdulkerim Han’ın (1560-1591) çağdaşıdır. Kazak, Kırgız ve Kalmuklara ait 18 ibadethaneyi tahrip edip onlardan 18.000 kişiyi Müslüman yapınca, hem bölge yöneticileri hem de halk arasında itibarı artmıştır. Hoca İshak, Yarkend Hanlığı’na Abdulkerim Han’ın daveti üzerine gelmiş ve hanlıkta 12 yıl kalmıştır.” Ancak Hoca İshak daha sonra oradan ayrılmıştır.
Zeki Velidi Togan yazmanın bir nüshasına Hokand’da rastlamış ve konuyla ilgili yazdığı makalesinde tezkireden kısaca söz etmiştir. Onun ifadesine göre, tezkire Mahdum-1 Âzam’ın oğlu Hoca İshak hakkında olup eserde Abdulkerim Han, Ebu’l-Muhammed ve Kureyş Sultan gibi Kaşgar yöneticileri hakkında bilgiler mevcuttur.52
Vakayinamenin bilindiği kadarıyla neşri yapılmamış olup Materialı Po İstorii Kirgizov i Kirgizii isimli es erde bazı sayfalarının çevirisi mevuttur.53
2.7. Tarih:
Vakayinamenin yazarı Şah Mahmud b. Mirza Fazıl Çuras’tır. XVII. yüzyıl tarihçisi olan Şah Mahmud, Saidiye Hanlığı’nda nüfuz sahibi olan Çuras Kabilesi’nden olup Nakşibendiye Tarikatı’na mensup Karadağlı (İshakiye) Hocaların tara ftarıdır. 4 Şah Mahmud eserini basit bir Farsça ile kaleme almıştır. Ancak V. V. Barthold onun dilinin çok kötü olduğunu söyleyerek acımasız bir eleştiride bulunmuştur.55 1673-1676 yılları arasında yazılan vakayinamenin aslında bir ismi yoktur.56 Ahmet Zeki Velidi Togan 1913’te Taşkent’te yazmanın bir nüshasına ulaşmış, ismini “Tarih” koymuş ve vakayinameyi kısaca tanıttıktan sonra onun bütün bölüm başlıklarını bir nevi “içindekiler” şeklinde hazırlamıştır.57 Eser Arlat kabilesinden Erke Bey’in isteği üzerine kaleme alınarak Saidiye Hanlığı hükümdarlarından İsmail Han’a (1670-1680) ithaf edilmiştir.
Tarih bir giriş ve zikr, guftâr veya kıssa olarak isimlendirilen 119 bölümden mürekkeptir. Çalışmanın ilk 56 bölümü (3a-46b) Tarih-i Reșidî`nin 77 bölümünün bir özetidir denilebilir ve orijinal değildir. Kalan kısım (46b-85a) ise orijinaldir ve kişisel gözlemleri ile olaylara müdahil olan kişilerden dinlediklerine dayanır. Vakayiname Doğu Türkistan yöneticilerini Yunus Han’dan (1462–1487) başlayarak İsmail Han’ın tahta çıkışına kadar hikâye etmektedir. Bunun yanı sıra Kazaklar, Özbekler, Kırgızlar ve Kalmuklar hakkında da eserde zengin malumat vardır.58 Çalışmada son bahsedilen hadise 11 Zilkade 1080/2 Nisan 1670 tarihlidir.
Eseri saray vakayinamesi, yazarı Şah Mahmud Çuras’ı da Moğul kabile aristokrasisinin ideolojisini ifade eden biri olarak nitelemek mümkündür. Tarih-i Reşidi nasıl Duğlat Kabilesi’nin bir tarihi ise, Tarih de Çuras Kabilesi’nin bir tarihidir.59 Vakayinamenin orijinal kısmındaki bilgilerin sunumunun üç amaca hizmet ettiği söylenebilir. Bunlardan birincisi, eserinde Memleket-i Moğuliye olarak isimlendirdiği Doğu Türkistan’daki hükümdarların tarihini yazmak, ikincisi Çuras Kabilesi’nin hanlık içindeki rolünün önemini vurgulamak, üçüncüsü de Karadağlı Hocaların Yarkend Hanlığı içindeki nüfuzunu ortaya koymaktır.60
Esasında Hanlık içinde siyasi bir güç olarak ortaya çıkışları başta olmak üzere Karadağlı hocalar hakkında Tarih kadar ayrıntılı bilgi veren başka bir kaynak bilindiği kadarıyla yoktur. Ancak kaynak Akdağlı hocalar hakkında neredeyse hiçbir şey söylemez.
Vakayinamenin orijinali Rusça çevirisi ile birlikte O. F. Akimuşkin tarafindan 1976 yılında Moskova’da neşredilmiştir.61 Bu çeviri çalışması 2010 yılında tekrar basılmıştır.62 Bundan başka eser Uygurcaya da tercüme edilerek 1989 yılında Kaşgar’da basılmıştır.63
2.8. Tarih-i Kaşgar:
Dili Uygurca olan vakayinamenin kim tarafından yazıldığı belli olmamasına rağmen O. F. Akimuşkin yedi gerekçeye dayandırarak onun müellifinin Şah Mahmud b. Mirza Fazıl Çuras olduğu kanısındadır.64 Vakayinameyi 1902 yılında Taşkent’te bulup bilim âlemine ilk tanıtan kişi olan V. V. Barthold, ona Tarih-i Kaşgar ismini vermiştir.65 Barthold, vakayinamenin Yarkend Hanlığı’nın kesin olarak ortadan kalkışına kadarki hadiseleri oldukça ayrıntılı ele aldığını belirterek başlıkta kullandığı Kaşgar isminin bir şehirden ziyade bütün Doğu Türkistan’ı kapsadığını vurgulamıştır. Bu ifadeden hareketle müellifin vakayinamede Yarkend ismini Kaşgar’a göre daha fazla kullandığını, ayrıca devleti de “Moğuliye” olarak isimlendirdiğini belirten Akimuşkin, aslında esere Tarih-i Moğuliye ismini vermenin daha doğru olacağı kanısındadır.66
Tarih-i Kaşgar`ın yazım tarihi muhtemelen 1696’dır. Vakayiname Kaşgar merkezli Moğul tarihine odaklanmıştır. 73 bölümden oluşan çalışmada bölümler zikr, kıssa, guftâr ve destân gibi isimlerle anılmıştır. Bu bölümler ya hüküm süren hanın bir yılına, ya onun zamanında meydana gelen bir olaya, ya da özel bir konuya hasredilmiştir. Eserde ilk bahsedilen hadise Nuh peygamber ve onun yaşadığı tufandır. İlerleyen sayfalarda Çağatay Han ve evladından söz edilerek Çağatay ulusunun sonraki dönemde Maveraünnehr ve Doğu Türkistan’daki tarihleri ele alınmıştır. Bu çerçevede bu çalışmayı aslında iki ana kısma bölebiliriz. Sultan Said Han’a kadar olan tarihî olayların anlatıldığı birinci kısım nispeten uzak geçmişi hikâye ettiğinden, konumuz itibariyle bizi fazla ilgilendirmezken, Sultan Said Han’dan itibaren67 son 27 bölümde anlatılanlar konumuzla doğrudan ilintilidir. İkinci kısımda Sultan Said Han’dan Muhammed Mümin Han’a (Akbaş Han) kadar Saidiye Hanlığı’nda meydana gelen olaylar aktarılmıştır. Özellikle 1670 yılı sonrası anlattığı olaylar tamamen orijinaldir.
Vakayinamede Saidiye Hanlığı döneminde yavaş yavaş nüfuz kazanmaya başlayan Akdağlı ve Karadağlı hacegânından da bahis vardır. Bu hocalar hakkındaki bilgilerin çoğu Şah Mahmud Çuras’ın Tarih isimli eserinden devşirilmiştir. Ancak son 8 bölüm (99b-105a) ise tamamen orijinaldir.68 Çalışmada aktarıldığına göre, Akdağlı hacegânı Kaşgar’ı, Karadağlı hacegânı ise Yarkend’i kendilerine merkez edinerek XVI. yüzyılın başından itibaren ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik hayatına etki etmişlerdir.
Vakayiname Rusça kaleme alınmış ayrıntılı bir önsözle birlikte O. F. Akimuşkin tarafindan neşredilmiştir.69 Ayrıca Materialı Po İstorii Kirgizov i Kirgizii70 ve Materialı Po İstorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov71 adlı eserlerde bazı sayfaları Rusçaya tercüme edilerek yayımlanmıştır.
2.9. Enîsu’t-Tâlibîn:
Şah Mahmud bin Mirza Fazıl Çuras tara findan Menâkıb-nâme tarzında yazılan eser, Yarkend Hanlığı hükümdarlarından Muhammed Mümin Sultan’ın vefatından sonra tamamlanmıştır. Yazılış tarihi konusunda bir kaynakta 1639*72* yılı verilirken başka bir kaynakta 1696*73* yılı verilmiştir. Müellifin kapsamlı yazdığı eserlerin en önemlilerindendir. Nakşibendî tarikatının İshakiye koluna dair bir menâkıb-nâmedir. Çalışma Şah Mahmud Çuras tarafından Karadağlı Hoca Danyal’a ithaf edilmiştir. Eserin yazılış amacı Karadağlı hocaları övme ve yaptıkları işlerde onları haklı göstermedir. Ancak ya şahit olduğu ya da müdahil kişilerden dinlediği olaylara eserinde yer verdiğinden bu bilgiler dikkate alınmalıdır.
Özellikle eserin son kısmı Yarkend Hanlığı tarihi açısından değerlidir. Burada Hoca İshak, Hoca Şadi, Hoca Danyal’ın biyografileri verilirken Abdulkerim Han’dan itibaren Yarkend Hanlığı’nı derinden sarsan hadiselere de temas edilmiştir.74
Farsça yazılan kaynağın Uygurca çevirisi Refiku’t-Tâlibîn olarak isimlendirilmiştir. Bu çeviri çalışma ise Emir Devlet Şahbek ile oğlu Osman Şahbek’e ithaf edilmiştir. Eserin mütercimi Ebu Mansur’dur. Ancak çeviri tam değildir.75 Refiku’t-Tâlibîn’in 85b-96a sayfaları arası Materialı Po İstorii Kirgizov i Kirgizii isimli eserde Rusçaya tercüme edilmiştir.76
2.10. Hidâyet-Nâme:
1143/1730-1731 yılında Mir Hâleddin el-Kâtib b. Mevlâna Kadı Şah Küçek Yarkendî tarafından yazılmıştır. Müellif Yarkendli olup Hoca Kelân’ın torunu Hoca Hidâyetullah (Hoca Afak)’ın taraftarlarındandır. Eserini de ona ithaf etmiştir. 63 yaşına kadar 42 yıl boyunca onun ve oğulları Hasan Hoca ile Yahya Hoca’nın hizmetinde bulunmuştur.77 Dolayısıyla Mir Hâleddin, Kaşgar’da nüfuz sahibi olan Akdağlı Hocaların (Işkıye) taraftarıdır.
Uzun ömrü süresince Yarkend Hanlığı tahtında Abdullatif Han’dan Akbaş Han’a kadar 9 han görmüş ve hanlığın çalkantılı siyasi hayatını yakından gözlemlediği gibi pek çoğuna da bizzat katılmıştır. Özellikle hayatının sonuna doğru Cungarların baskısı altında hanlığın yıkılış sürecine ve bu sürecin Akdağlı Hocalar ile Karadağlı Hocalar arasındaki çekişmeden dolayı daha da hızlandığına şahit olmuştur.78
Her ne kadar Hidâyet-Nâme’nin ismini zikretmese ve müellifinin adını farklı yazsa da bu eseri bilim âlemine ilk kez H. W. Bellew tanıtmıştır.79 Kitabında bu eserden yararlanarak Hoca Afak hakkında bilgiler vermiştir.
Vakayiname bâb ismi verilen 26 bölümden oluşmakta ve XVII. yüzyıhın sonu ile XVIII. yüzyılın başında Doğu Türkistan tarihi hakkında önemli bilgiler içermektedir. Özellikle, Akdağlı Hocaların taraftarı olması nedeniyle Karadağlı Hocaların taraftarı olan Şah Mahmud Çuras’ın verdiği bilgileri hem karşılaştırma hem de tamamlaması açısından ayrıca önem arz eder.
2.11. Durru’l-Ahbâr:
Vakayinamenin müellifi Zeyneddin Muhammed Emin Sadr-1 Kaşgarî olup eser Farsça yazılmıştır. Ebu Abdullah Sultan Seyyid Burhaneddin’e (1756–1760) ithaf edilen çalışma iki kısımdan mürekkeptir. Birinci kısım hilkatten başlayarak Emir Timur dönemine kadar olayları tasvir eder. İkinci kısım ise Ebu Abdullah Sultan döneminin başından 1760 yılındaki ölümüne kadar Doğu Türkistan tarihine hasredilmiştir.80
2.12. İslam-Nâme:
Şair Ahun lakaplı Molla Muhammed Abdulalim b. Ahund Muhammed tarafindan yazılmıştır. Yazılış tarihi hakkında iki görüş vardır. Muginov81 ve M. Kutlukov*82* 1767 yılını verirken, Materialı Po İstorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov isimli eserde*83* 1756 yılının daha doğru olacağı belirtilmiştir. Müellif, Hocam Padişah’ın isteği üzerine bu eseri kaleme almıştır. Manzum olan çalışma Doğu Türkistan’daki Uygur şeyhleri ile onların Oyratlara karşı mücadelelerini konu edinmiştir.84 Özellikle Burhaneddin Hoca ve Han Hoca’dan çok söz edilmiştir. Ayrıca, o dönemde Cungarya ve Cungarların durumu, hanlıktaki taht kavgaları, bu taht kavgalarında Kazakların (özellikle Ablay Han’ın) yardıma çağrılması, Çin-Cungar mücadeleleri gibi konular eserin sayfalarında yer almıştır.
Kaynağın 1963’te metin neşiri85 ile Materialı Po İstorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov isimli eserde*86* 50a-57b sayfaları arası Rusça çevirisi mevcuttur.
2.13. Tezkire-i Hacegân (Tezkire-i Azizân):
Kaynak hem Tezkire-i Hacegân, hem de Tezkire-i Azizân olarak maruftur. Müellifi Muhammed Sadık Kaşgarî 1740-1849 yılları arasında Kaşgar’da yaşamıştır.87 Çağatayca kaleme alınan çalışma H. 1182 (M. 1768–1769) yılında yazılmıştır. Tezkirenin bilindiği kadarıyla yirmiden fazla elyazması vardır ve bunlar Oxford, Londra, Paris, Berlin ve birkaç şehrin kütüphanelerinde de mevcuttur.88
Eserin önsözünde belirtildiğine göre, Muhammed Kaşgar tezkireyi Kaşgar hâkimi Osman Bek ibn Hâdi Bek ve onun annesinin talebi üzerine kayda geçirmiştir. Eser, Mahdum-1 Âzam (Ahmed Kasânî) neslinden olup Doğu Türkistan’da yaşayan Nakşibendî tarikatı mensubu Hoca İshak Veli’ye ithaf edilmiştir. Çalışmada ondan itibaren Hoca Afak (Apak) Hidâyetullah, Hoca Cihan Yakub ve diğerleri anlatılarak konu 1758 yılına kadar getirilmiştir. Bu çerçevede Tezkire-i Hacegân’da, Cungar Hanlığı hükümranlığı altındaki Doğu Türkistan’da yaklaşık olarak 1680’den 1750’lere kadar meydana gelen önemli olaylar tasvir edilmiştir.
Muhammed Sadık Kaşgarî bir yandan hocaların Akdağlı ve Karadağlı olarak bölünmesinden ve aralarındaki mücadeleden söz ederken bir yandan da o dönemde (XVI. ile XVIII. yüzyıllar arası) Doğu Türkistan’da meydana gelen diğer olayları okuyucuya sunmaktadır.89 Bunlar arasında olmak üzere, özellikle Karadağlı Hocaların Kalmuklarla mücadeleleri ve Kırgızların da bu mücadeleye dâhil olmaları eserde ayrıntılı olarak ele alınmıştır.90 Ayrıca, Kırgızların Yarkend’e belirli aralıklarla yağma akınları düzenlemeleri, her seferinde şehir halkından bir kısmını esir almaları çalışmada söz konusu edilmiştir.
Eserin önemi daha bir yüzyıl geçmeden fark edilmiş ve kısmen ve özet şeklinde de olsa Batı dillerine çevrilmeye başlanmıştır. Tezkire-i Hacegân’ı çalışmasında ilk olarak Ç. Ç. Velihanov kullanmıştır. Bunun yanı sıra, eser Robert Barkley Shaw91 ile Martin Hartmann’ın92 hacimli makalelerine kaynaklık teşkil etmiştir. Aslında bu iki makaleyi Tezkire-i Hacegân’ın özet çevirisi olarak değerlendirmek mümkündür. Eser Alma-Atı’da93 ve Kaşgar’da94 neşredilmiştir.
2.14. Âsâru’l-Fütûh:
Dili Farsça olan kaynağın müellifi Zeyneddin Muhammed Emin Sadr-ı Kaşgari’dir. Eser Semerkand’da yazılmıştır. Vakayinamenin yazılmasını Şerefeddin Ebu İbrahim Emir Seyyid Muhammed Emin istemiş, böylece eser H. 1205–1218 (M. 1790– 1804) yılları arasında kaleme alınarak ortaya çıkmıştır.95 Durru’l-Ahbâr isimli eserin bir devamı olan Ásâru’l-Fütûh iki kıs imdan oluşmaktadır. Birinci kısımda hilkatten başlayarak Cengiz Han ve evladı, Timurlular ile Safevîler ele alınmıştır. Orijinal olan ikinci kısım ise Doğu Türkistan tarihine hasredilerek 1756-1760 yılları arasında yönetimde bulunan Ebu Abdullah Sultan Seyyid Burhaneddin dönemi işlenmiştir.
Müellif Akdağlı Hocaların taraftarıdır. Eserde Seyyid Burhaneddin’e sık sık övgüler yapılmıştır. Karada ğlı Hocalar için ise uygun olmayan ifadelere yer verilmiştir. Bu yüzden eser kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
- Sonuç ve Değerlendirme
Saidiye Hanlığı ve Hocalar devri Doğu Türkistan tarihinin kaynakları incelendiğinde birtakım sonuçlara ulaşmak mümkündür.
Doğu Türkistan’da yazılan bu dönem kaynaklarının ilki ve en kapsamlısı Tarih-i Reșidi’dir. Vakayiname sonraki dönem çalışmaları pek çok açıdan etkilediği gibi bunların erken dönemi yazılırken temel müracaat kaynağı olmuştur. XVI. yüzyılın ilk yarısında kaleme alınan Tarih-i Reşidî ile XVII. yüzyılın ikinci yarısında yazılan Tarih isimli vakayinameler diğer vakayinamelerden karakter olarak faklıdır. Diğerleri ya hanedan ya da bir dünya tarihi niteliğinde iken bu iki çalışmayı müelliflerinin ait olduğu Duğlat ve Çuras kabilelerinin tarihi olarak da nitelemek mümkündür.
Vakayinamelerin yazım dili Farsça, Çağatayca ve Uygurcadır. Enisu ‘-Tâlibîn ve Tarih isimli eserlerde olduğu gibi bir kısmının ise Farsçadan Uygurca ya çevirileri mevcuttur. XX. yüzyılda ise bazı kaynakların İngilizce, Rusça, Türkçe ve Japonca gibi dillere tercümelerini de görmek mümkündür.
Yukarıda incelenen kaynakların her biri Doğu Türkistan tarihi araştırmaları için zengin ve nitelikli malzeme sağlar. Abdurreşid Han’ın ölüm tarihi meselesinde olduğu gibi, kaynaklar başta tarih verme olmak üzere olayların içeriği ve gelişimi hakkında zaman zaman farklı bilgiler verebilmektedirler. Ancak bu farklılıklar modern araştırmaları engelleyecek düzeyde değildir. Bir kaynak bir olayı çok ayrıntılı anlatabiliyorken bir diğeri aynı olayı daha dar ve özet bir şekilde geçiştirebilmektedir. Bazen de sonraki dönem kaynaklar erken dönem kaynaklarından yararlanırken farklı ayrıntılar verebilmekte, bu da konunun daha iyi anlaşılmasına yardım etmektedir. Bir konuda eserler arasında karşılaştırma yapıldığında genel itibariyle doğru sonuca ulaşılabilmektedir.
Kaynaklar genel itibariyle siyasi olaylara odaklanmışlar ve hadiseleri hükümdar merkezli işlemişlerdir. Hanların başarıları ve zaferleri temel mesele olmuştur. Kaynaklarda toplumsal ve iktisadi konular ise neredeyse hiç ele alınmamıştır. Kültür tarihi içinde özellikle dinî hayat açısından onların bir kısmi zengin malzeme sağlar.
Çağdaş kaynaklar yakından tanındıkça ve daha çok inceledikçe Doğu Türkistan’ın bu az bilinen dönemi daha doğru ve ayrıntılı anlaşılabilecektir.
Açıklamalar:
1 ġah Mahmud Çuras, Hronika, kritiçeskiy tekst, perevod, kommentarii, issledovanie i ukazateli O. F. AkimuĢkina, Moskva: Nauka, 1976, s. 155; T. D. Cumanaliev, Politiçeskaya Bor’ba s Mogul’skom Gosudarstve v XVII-Naçale XVIII Vekov: Po Dannım “Tarih-i Kaşgar”, BiĢkek: IIMOP KNU, 2004, s. 11; Materialı Po İstorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov (İzvleçeniya iz Persidskih i Tyurskih Soçineniy), Sost. S. K. Ibragimov, N. N. Mingulov, K. A. PiĢçulina, V. P. Yudin, Alma-Ata: Nauka, 1969, s. 234, 330, 412 (Bundan sonra MIKH olarak kısaltılacaktır).
2 Çuras, 1976, s. 171-174; O. F. AkimuĢkin, “KaĢgarskiy Pohod Uzbekov Pri Abdallah Hane”, Srednevekovıy Iran: Kul’tura, İstoriya, Filologiya, Sankt-Peterburg: Nauka, 2004, ss. 212-216.
3 Wei Liangtao, Yeken Hanlığının Tarihinden Umumi Beyan, tr. Ablet Nurdun, Sancak Halk NeĢriyatı, 1999, s. 195.
4 XVI. ve XVII. yüzyıllarda “hoca” (çoğulu hâcegân) terimi “seyyid” terimi ile eĢ anlamda kullanılmaktaydı.
5 Cumanaliev, 2004, s. 22.
6 Muhammed Sadık KaĢgarî, Tezkire-i Azizan, KaĢgar: KaĢgar Uygur NeĢriyatı, 1988, s. 48.
7 Liangtao, 1999, s. 224.
8 Ġklil Kurban, Doğu Türkistan İçin Savaş, Ankara: TTK Yayınları, 1995, ss. 63-64.
9 Mehmet Emin Buğra, Şark-i Türkistan Tarihi, Kabil, 1940, s. 290.
10 Saidiye Hanlığı hakkında yapılan müstakil çalıĢmalar, bilindiği kadarıyla, Wei Liangtao‟nun Çince kaleme alınan ve Uygurcaya tercüme edilen Yeken Hanlığının Tarihinden Umumi Beyan, (tr. Ablet Nurdun, Sancak Halk NeĢriyatı, 1999) ile Hacı Nur Hacı‟nın, Yerken Seidiye Hanlıkının Kıskaça Tarihi (1993), isimli eserlerdir. Hocalar dönemine dair müstakil çalıĢma J. Fletcher, A History of the Naqshbandi Khwages of Eastern Turkestan. 1525–1865, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Harvard Üniversitesi) ile Ġklil Kurban‟ın 1994 yılında TTK yayınlarından çıkan Hocalar Devri isimli doktora tezidir.
11 Zahiru‟d-din Muhammad Babur Padshah Ghazi, The Babur-Nama in English (Memoirs of Babur), c: I-II, translated from the original Turki text by Annette Susannah Beveridge, London: Luzac, 1922.
12 Gazi Zahirüddin Muhammed Babur, Le Livre de Babur: Mémoires de Zahiruddin Muhammad Babur de 1494 à 1529, Présenté et traduit du turc tchaghatay par Jean-Louis Bacqué-Grammont; annoté avec la collaboration de Mohibbul Hasan, Paris: Imprimerie Nationale, 1985.
13 Babur-Name: Zapiski Babura, perevod M. Sale; obĢaya redaktsiya i dorabotka S. A. Azimcanovoy, TaĢkent: Glav. red. entsiklopediy, 1992.
14 Gazi Zahirüddin Muhammed Babur, Vekayi: Babur’un Hatıratı, Doğu Türkçesinden çeviren ReĢit Rahmeti Arat, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1943-1946; Gazi Zahireddin Muhammed Babur, Baburname, Doğu Türkçesinden çeviren ReĢit Rahmeti Arat; önsöz ve tarihi özet Y. Hikmet Baydur, Ġstanbul: Kabalcı, 2006.
15 Mesela, Babürnâme‟nin etnografik ve folklorik özellikleri için bkz. Hüseyin Baydemir, “Bâbürnâme‟de Folklorik ve Etnografik Unsurlar”, Gazi Türkiyat: Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi, Güz 2010, Sayı: 7, ss. 107-134. Yine Babürnâme‟deki tıbbi bilgiler için bkz. Murat Yurdakök, “Bâbür ġah‟ın (1483-1530) Ünlü Eseri Babürname‟de Tıbbî Bilgiler”, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 2007, Sayı: 50, ss. 73-77.
16 Vakayinamenin nüshaları için bkz. Nimet Ceylan, Gazi Zahirüddin Muhammed Bâbur Mirza’nın Eserlerindeki İkilemeler, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Adana, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009, s. 21.
17 Mirza Haydar Duglat, Tarih-i Reşidî: Geride Bıraktıklarımızın Hikayesi, çev. E. Denison Ross; Türkçesi Osman Karatay, Ġstanbul: Selenge Yayınları, 2006, s. 41, 298.
18 Hacı Nur Hacı, Yerken Seidiye Hanlıkının Kıskaça Tarihi, Urumçi: Sincang Halk NeĢriyatı, 1993, 173-175.
19 Duglat, 2006, s. 46, 638.
20 Mirza Muhammed Haydar Duğlat, Prof. Dr. Mehmet Alpargu tarafından tez olarak çalıĢtırılmıĢtır. Bkz. Serap TaĢtekin, Bir Tarihçi Olarak Mirza Haydar Duğlat, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayımlanmamıĢ YLS Tezi, Sakarya, 2010.
21 “Moğul” teriminin açıklaması aslında net değildir. W. M. Thackston, Tarih-i Reşidî‟ye yazdığı önsözde bu konuda Ģunları söyler: Çağatay Hanlığı XIV. yüzyılın ortalarında doğu ve batı olarak ikiye ayrılmıĢtı. Doğu kısmında kalanlar “Moğul” olarak isimlendirilmiĢtir. Bkz. Haydar Mirza, MirzaHaydar Dughlat’s Tarikh-i Rashidi: A History of the Khans of Moghulistan, English translation & annotation by W. M. Thackston, Cambridge: Harvard University, Department of Near Eastern Languages and Civilizations, 1996, s. vii-viii. Diğer bir açıklama Ma Dazheng tarafından yapılmıĢtır. Onun ifadesine göre, “Moğul” terimi, Altay dağlarından Talas nehrinin doğusundaki çöle, Tarbagatay dağlarından BalkaĢ gölüne kadar Tanrı dağlarının kuzeyinde kalan Moğulistan‟da yaĢayan Müslüman Moğollar için kullanılmıĢtır. Bkz. Ma Dazheng, “The Tarim Basin”, History of Civilizations of Central Asia: Development in contrast: from the sixteenth to the mid-nineteenth century, c: V, Editors: Chahryar Adle and Irfan Habib, Co-editor: Karl M. Baipakov, Paris: UNESCO Publishing, 2003, s. 182.
22 Haydar Mirza, Tarikh-i-Rashidi: A History of the Moghuls of Central Asia, English version edited, with commentary, notes, and map by N. Elias, Lahore, 1895.
23 Mirza Haydar Duglat, Tarih-i Reşidî: Geride Bıraktıklarımızın Hikayesi, çev. E. Denison Ross; Türkçesi Osman Karatay, Ġstanbul: Selenge Yayınları, 2006.
24 Haydar Mirza, Mirza Haydar Dughlat’s Tarikh-i-Rashidi: A History of the Khans of Moghulistan, Persian text edited by W. M. Thackston, Cambridge, Harvard University, 1996.
25 Haydar Mirza, Mirza Haydar Dughlat’s Tarikh-i Rashidi: A History of the Khans of Moghulistan, English translation & annotation by W. M. Thackston, Cambridge: Harvard University, Department ofNear Eastern Languages and Civilizations, 1996.
26 Haydar Mirza, Tarih-i Raşidi, vvedenie, perevod s persidskogo A. Urunbaeva, R. P. Celilovoy, L. M. Epifanovoy; primeçaniya i ukazateli R. P. Celilovoy i L. M. Epifanovoy, TaĢkent: Izd-vo “Fan” Akademii Nauk Respubliki Uzbekistan, 1996.
27 Haydar Mirza, Tarih-i Reşidi, tashih-i Abbaskulu Gaffari‟ferd, Tahran: Merkez-i NeĢr-i Miras-ı Mektub, 1383 h.Ģ.
28 Haydar Mirza, Tarih-i Reşidiy, Vahab Rahmonov ve YangliĢ Egamova tercümesi, TaĢkent: “ġark”, 2010.
29 Hoca Muhammed ġerif, Tarih-i Reşidi Türki Tercümesiğe İlave, ed: Amanbek Celilov, Kavahara Yayoi, Savada Minoru, ġinmin YasuĢi, Huri Sunao, Tokyo, 2008. Muhammed ġerif tarafından yapılan tercüme nüshanın 62a-65a sayfaları arasında Tarih-i Reşidi ve onun ilavesinin içindekileri verilmiĢtir. 66b-69b sayfaları arasında mütercimin önsözü vardır. 69b-344a arası ise Tarih-i Reşidî‟nin Uygurca tercümesidir. Bkz. Amanbek Jalilov ve Shinmen Yasushi, “Addendum to the Turkic Translation of Tarikh-i Rashidi by Khwaja Muhammad Sharif”, Studies on Xinjiang Historical Sources in 17-20th Centuries, edited by James A. Millward, Shinmen Yasushi, Sugawara Jun, Tokyo: Toyo Bunko, 2010, ss. 31-32.
30 Tarih-i Reşidi Türki Tercümesiğe İlave, s. 1 (344a).
31 MIKH, 1969, s. 234.
32 A. M. Muginov, Opisanie Uygurskih Rukopisey İnstituta Narodov Azii. Moskova: Ġzdatelstvo Vostoçnoy Literaturı, 1962, s. 77.
33 Çuras, 1976, s. 156.
34 MIKH, 1969, ss. 235-236.
35 V. V. Barthold, “Otçet O Komandirovke v Turkestan”, Soçineniya, c: VIII, Moskova, 1973, s.
36 B. A. Ahmedov, İstoriko-Geografiçeskaya Literatura Sredney Azii XVI-XVIII vv., (Pismennıe Pamyatniki), TaĢkent: Ġzdatel‟stvo “FAN” Uzbekskoy SSR, 1985, s. 139; Hermann Ethé, Catalogue of Persian Mansucripts in the Library of the India Office, c: I, Oxford, 1903, ss. 381-499.
37 Emin Ahmed Razî, Heft İklim, ba tashih ve taʾlik-i Cevad Fazıl, Tahran: KitabfuruĢi-yi Ali Ekber ilmi ve KitabfuruĢi-yi Edebiye, 1960. Ayrıca bkz. Emin Ahmed Razî, Heft İklim, tashih, taʾlikat ve havaĢı-i Muhammed Rıza Tahiri, Tahran: SuruĢ, 1378 h.Ģ.
38 Emin Ahmed Razî, Heft İklim, Calcutta: The Asiatic Society, 1972-. Ayrıca bkz. Emin Ahmed Razî, Heft-İklim: The Geographical and Biographical Encyclopaedia of Amîn Ahmad al-Razî, edited by E. Denison Ross vd., Calcutta: Royal Asiatic Society of Bengal, 1918-1939.
39 MIKH, 1969, s. 321.
40 Ahmedov, 1985, s. 65; D. Yu Yusupova ve R. P. Celilova, Sobranie Vostoçnıh Rukopisey Akademi Nauk Respubliki Uzbekistan: İstoriya, TaĢkent: Ġzdatelstvo “Fan” Akademi Nauk Respubliki Uzbekistan, 1998, s. 90.
41 Kitapların listesi için bkz. Barthold, 1973, ss. 192-193; MIKH, 1969, s. 322.
42 Ciltlerin tasviri için bkz. Yusupova ve Celilova, 1998, ss. 90-91.
43 K. A. PiĢulina, “Bahr Al-Asrar Mahmuda ibn Vali kak Ġstoçnik po Sotsial‟no-Ekonomiçeskoy Ġstorii Vostoçnogo Turkestana XVI-XVII vv.”, Kazahstan, Sredniaya i Tsentralnaya Aziya v XVI-XVIII vv., Alma-Ata: Izd-vo “Nauka” Kazakhskoy SSR, 1983, s. 35.
44 Cumanaliev, 2004, s. 6.
45 Mahmud b. Emir Veli Belhî, Bahru’l-Esrar fî Menakibu’l-Ahyar: Sefer-Name-yi Hind ve Seylan, be-ihtimam ve mukaddime-i Riyazu‟l-Islam, Karachi: Institute of Central & West Asian Studies, University of Karachi, 1980.
46 Mahmud b. Emir Veli Belhî, Bahru’l-Esrar fî Menakibu’l-Ahyar, tedvin-i Hakim Muhammed Said, Seyyid Muinu‟l-Hak, Ensar Zahid Han, Karaçi: Pakistan Historikal Sosayeti, 1984-.
47 MIKH, 1969, ss. 329-368.
48 Her ne kadar Materiali Po İstorii Kirgizov i Kirgizii isimli eserde (s. 178) tezkirenin yazarı bilinmiyor denilse de, AkimuĢkin onun yazarının Muhammed Ġvaz Semerkandî olduğunu Tarih isimli vakayinamenin çevirisinin pek çok yerinde (mesela, s. 123, 130) belirtmiĢtir.
49 Menâkıb-ı Hoca İshak isimli eserden Zeki Velidi Togan makalesinde kısaca söz etmiĢtir. Bkz. A. Z. Velidov, “Vostoçnıya Rukopisi v Ferganskoy Oblasti”, Zapiski Vostoçnogo Otdeleniya İmperatorskogo Russkogo Arheologiçeskogo Obşestva, St. Petersburg, c: XXII, 1915, s. 312.
50 Materialı Po İstorii Kirgizov i Kirgizii, Moskova: Nauka, 1973, s. 178.
51 Çuras, 1976, s. 276, dipnot 96; s. 30, dipnot 23.
52 Velidov, 1915, s. 304.
53 Materialı Po İstorii Kirgizov i Kirgizii, 1973, ss. 179-184.
54 Yusupova ve Celilova, 1998, s. 314
55 V. V. Barthold, “Çagatayskaya Literatura”, Soçineniya, c: V, Moskova 1968, s. 610.
56 Çuras, 1976, ss. 49, 61-62. 57 Velidov, 1915, ss. 313-318
58 Çuras, 1976, s. 17.
59 MIKH, 1969, s. 374.
60 Çuras, 1976, s. 402.
61 ġah Mahmud Çuras, Hronika, kritiçeskiy tekst, perevod, kommentarii, issledovanie i ukazateli O. F. Akimushkina, Moskova: Nauka, 1976.
62 ġah Mahmud Çuras, Hronika, Kritiçeskiy tekst, perevod, kommentarii, issledovanii i ukazateli O. F. AkimuĢkina, 2-e izd, St. Petersbug: Peterburgskoe Lingvistiçeskoe ObĢestvo, 2010.
63 ġah Mahmud Çuras, Saidiya Handanlıkı Tarihige Dair Materyaller, tr. Habibullah Eli, KaĢgar: KaĢgar Uygur NeĢriyatı, 1989. Ne var ki, çeviri kitabının son sayfasında Uygurca tercümenin AkimuĢkin‟in edisyon-kritiği temel alınarak yapıldı denilse de, bu tercümede orijinalinde olmayan birtakım bölüm baĢlıkları vardır. Uygurca tercümedeki s. 205‟ten s. 239‟a kadar olan bölümler (ġutur Halife‟nin Olayları, Hz. Hoca ġadi Diye Ġsimlendirilen Hoca Muhammed Yahya Hakkında, ġutur Halife‟nin Oğlu Hoca Seyyid Muhammed Halife Hakkında, Dostu Huda Hazretleri Hakkında Bilgi, Danyal Hoca Hakkında Son Bilgiler, Yarkend‟e Kırgız Askerlerinin Ġkinci Kez Gelerek Muhasaraya Alması, Hz. Hocam‟ın Onlarla SavaĢarak Sonuçta Onları Mağlup Etmesi) AkimuĢkin‟in neĢrinde yer almamaktadır.
64 Tarih-i Kaşgar: Anonimnaya Tiyurkskaya Hronika Vladeteley Vostoçnogo Turkestana po Konets XVII Veka, Faksimile Rukopisi Sankt-Peterburgskogo Filiala Instituta Vostokovedeniya Akademii Nauk Rossii, Ġzdanie Teksta, Vvedenie i Ukazateli O. F. AkimuĢkina, Sankt-Peterburg, 2001, ss. 17–18.
65 Barthold, 1973, ss. 173-174.
66 Tarih-i Kaşga r, 2001, s. 16
67 Tarih-i Kaşga r, 2001, s. 52a/192.
68 Tarih-i Kaşga r, 2001, s. 13.
69 Tarih-i Kaşgar: Anonimnaya Tiyurkskaya Hronika Vladeteley Vostoçnogo Turkestana po Konets XVII Veka, Faksimile Rukopisi Sankt-Peterburgskogo Filiala Instituta Vostokovedeniya Akademii Nauk Rossii, Ġzdanie Teksta, Vvedenie i Ukazateli O. F. AkimuĢkina, Sankt-Peterburg, 2001.
70 Materialı Po İstorii Kirgizov i Kirgizii, 1973, ss. 217-223.
71 MIKH, 1969, ss. 411-418.
72 MIKH, 1969, s. 372.
73 Çuras, 1976, s. 50
74 Çuras, 1976, s. 51.
75 Muginov, 1962, s. 179.
76 Materialı Po İstorii Kirgizov i Kirgizii, 1973, ss. 191-199.
77 M. A. Salahetdinova, “SoobĢeniya o Kirgizah v „Hidayet-Name‟ Mir-Haleddina”, İzvestiya Akademii Nauk Kirgizskoy SSR: Seriya Obşestvennıh Nauk, tom III, vıpusk 2, (Ġstoriya), Ġzdatel‟stvo Akademii Nauk Kirgizskoy SSR, Frunze, 1961, s. 134.
78 Çuras, 1976, s. 42.
79 Henry Walter Bellew, Kashmir and Kashghar: A Narrative of the Journey of the Embassy to Kashghar in 1873-74, London, 1875, ss. 326-327.
80 Ç. A. Stori, Persidskaya Literatura: Bio-Bibliografiçeskiy Obzor, v treh çastyah, perevel s Angliyskogo, pererabotal i dopolnil Yu. E. Bregel, c: I, Moskova, 1972, s. 463; Yusupova ve Celilova, 1998, s. 319
81 Muginov, 1962, s. 22.
82 M. Kutlukov, “Ġz Ġstorii Mejdunarodnıh Svyazey v Tsentralnoy Azii v 1755-1859 gg. (Svedeniya KaĢgarskih Ġstorikov)”, Malovskie Çteniya, (Materialı Konferentsii), Alma-Ata, Gılım, 1990, s. 59.
83 MIKH, 1969, s. 423.
84 Muginov, 1962, s. 22.
85 Eho vekov; stihi uygurskih poetov XV-XIX vekov, Red. V. P. Yudin & M. Hamarov, Sost. M. Hamraev, V. Yudin, S. Mollaudov & I. Muhlisov, Alma-Ata, Kazgoslitizdat, 1963, ss. 164-195.
86 MIKH, 1969, ss. 425-430.
87 Amina Abdurahman ve Jin Yu-Ping, “Une vue d‟ensemble des manuscrits tchagatay du Xinjiang”, Cahiers d’Asie Centrale, Numéro 8, 2000, s. 48.
88 Sawada Minoru, “Three Groups of Tadhkira-i Khwajagan: Viewed from the Chapter on Khwaja Afaq”, Studies on Xinjiang Historical Sources in 17-20th Centuries, edited by James A. Millward, Shinmen Yasushi, Sugawara Jun, Tokyo: Toyo Bunko, 2010, s. 10
89 Muginov, 1962, s. 86.
90 M. A. Salahetdinova, “Soçineniya Muhammed-Sadıka KaĢgarî „Tezkire-i Hâcegân‟ Kak Ġstoçnik Po Ġstorii Kırgızov”, Akademiya Nauk Kirgizskoy SSR, Seriya Obşestvennıh Nauk, c: I/1, s. 93.
91 R. B. Shaw, “The History of the Khojas of Eastern Turkistan summarised from the Tazkira-i khwajagan of Muhammad Sadiq Kashghari” ed. with introduction and notes by N. Elias, Published as Supplement to the Journal of the Asiatic Society of Bengal, c: LXVI, pt 1, 1897, ss. 1–67.
92 M. Hartmann, “Ein Heiligenstaat im Islam. Das Ende der Caghataiden und die Herrschaft der Choğas in Kašgarien,” Der islamische Orient, c: 1/6–10, Berlin, 1905, ss. 193–374.
93 Muahmmed Sadık KaĢgarî, Tezkire-yi Azizan, ed: A. Q. Müminov, Almatı: “Daik-Press”, 2006.
94 Muahmmed Sadık KaĢgarî, Tezkire-i Azizan, KaĢgar: KaĢgar Uygur NeĢriyatı, 1988.
95 Yusupova ve Celilova, 1998, s. 320. Ne var ki, M. Kutlukov eserin 1780 ile 1790 arasında bir tarihte yazıldığını söylemektedir. Bkz. M. Kutlukov, “Ġz Ġstorii Mejdunarodnıh Svyazey v Tsentralnoy Azii v 1755-1859 gg. (Svedeniya KaĢgarskih Ġstorikov)”, Malovskie Çteniya, (Materialı Konferentsii), Alma-Ata, Gılım, 1990, s. 59
KAYNAKÇA
ABDURAHMAN, Amina ve Jin YU-PĠNG, “Une vue d‟ensemble des manuscrits tchagatay du Xinjiang”, Cahiers d’Asie Centrale, Numéro 8, 2000, ss. 35-62. AHMEDOV, B. A., İstoriko-Geografiçeskaya Literatura Sredney Azii XVI-XVIII vv., (Pismennıe Pamyatniki), TaĢkent: Ġzdatel‟stvo “FAN” Uzbekskoy SSR, 1985. AKIMUġKIN, O. F., “KaĢgarskiy Pohod Uzbekov Pri Abdallah Hane”, Srednevekovıy Iran: Kul’tura, İstoriya, Filologiya, Sankt-Peterburg: Nauka, 2004, ss. 212-216. BABUR, Gazi Zahireddin Muhammed, Baburname, Doğu Türkçesinden çeviren ReĢit Rahmeti Arat; önsöz ve tarihi özet Y. Hikmet Baydur, Ġstanbul: Kabalcı, 2006. BABUR, Gazi Zahirüddin Muhammed, Le Livre de Babur: Mémoires de Zahiruddin Muhammad Babur de 1494 à 1529, Présenté et traduit du turc tchaghatay par JeanLouis Bacqué-Grammont; annoté avec la collaboration de Mohibbul Hasan, Paris: Imprimerie Nationale, 1985. BABUR, Zahiru‟d-din Muhammad Padshah Ghazi, The Babur-Nama in English (Memoirs of Babur), c: I-II, translated from the original Turki text by Annette Susannah Beveridge, London: Luzac, 1922. Babur-Name: Zapiski Babura, perevod M. Sale; obĢaya redaktsiya i dorabotka S. A. Azimcanovoy, TaĢkent: Glav. red. entsiklopediy, 1992. BABUR, Gazi Zahirüddin Muhammed, Vekayi: Babur’un Hatıratı, Doğu Türkçesinden çeviren ReĢit Rahmeti Arat, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1943-1946.
BARTHOLD, V. V., “Çagatayskaya Literatura”, Soçineniya, c: V, Moskova, 1968, ss. 606- 610. BATHOLD, V. V., “Otçet O Komandirovke v Turkestan”, Soçineniya, c: VIII, Moskova, 1973, ss. 119–210. BAYDEMĠR, Hüseyin, “Bâbürnâme‟de Folklorik ve Etnografik Unsurlar”, Gazi Türkiyat: Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi, Güz 2010, Sayı: 7, ss. 107-134. BELHÎ, Mahmud b. Emir Veli, Bahru’l-Esrar fî Menakibu’l-Ahyar, tedvin-i Hakim Muhammed Said, Seyyid Muinu‟l-Hak, Ensar Zahid Han, Karaçi: Pakistan Historikal Sosayeti, 1984-. BELHÎ, Mahmud b. Emir Veli, Bahru’l-Esrar fî Menakibu’l-Ahyar: Sefer-Name-yi Hind ve Seylan, be-ihtimam ve mukaddime-i Riyazu‟l-Islam, Karachi: Institute of Central & West Asian Studies, University of Karachi, 1980. BELLEW, Henry Walter, Kashmir and Kashghar: A Narrative of the Journey of the Embassy to Kashghar in 1873-74, London, 1875, ss. 326-327. BUĞRA, Mehmet Emin, Şark-i Türkistan Tarihi, Kabil, 1940. CEYLAN, Nimet, Gazi Zahirüddin Muhammed Bâbur Mirza’nın Eserlerindeki İkilemeler, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Adana, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009. CUMANALĠEV, T. D., Politiçeskaya Bor’ba s Mogul’skom Gosudarstve v XVII-Naçale XVIII Vekov: Po Dannım “Tarih-i Kaşgar”, BiĢkek: IIMOP KNU, 2004. ÇURAS, ġah Mahmud, Hronika, kritiçeskiy tekst, perevod, kommentarii, issledovanie i ukazateli O. F. AkimuĢkina, Moskva: Nauka, 1976. ÇURAS, ġah Mahmud, Hronika, Kritiçeskiy tekst, perevod, kommentarii, issledovanii i ukazateli O. F. AkimuĢkina, 2-e izd, St. Petersbug: Peterburgskoe Lingvistiçeskoe ObĢestvo, 2010. ÇURAS, ġah Mahmud, Saidiya Handanlıkı Tarihige Dair Materyaller, tr. Habibullah Eli, KaĢgar: KaĢgar Uygur NeĢriyatı, 1989. DAZHENG, Ma “The Tarim Basin”, History of Civilizations of Central Asia: Development in contrast: from the sixteenth to the mid-nineteenth century, vol: V, Editors: Chahryar Adle and Irfan Habib, Co-editor: Karl M. Baipakov, Paris: UNESCO Publishing, 2003, ss. 182-209. DUGLAT, Mirza Haydar, Tarih-i Reşidî: Geride Bıraktıklarımızın Hikayesi, çev. E. Denion Ross, Türkçesi: Osman Karatay, Ġstanbul: Selenge Yayınları, 2006. Eho vekov; stihi uygurskih poetov XV-XIX vekov, Red. V. P. Yudin & M. Hamarov, Sost. M. Hamraev, V. Yudin, S. Mollaudov & I. Muhlisov, Alma-Ata, Kazgoslitizdat, 1963. ETHÉ, Hermann (1903) Catalogue of Persian Mansucripts in the Library of the India Office, c: I, Oxford.
FLETCHER, Joseph, “The Ch‟ing Inner Asia, c. 1800” The Cambridge History of Chiına: Late Ch’ing, 1800-1911, c: X/I, edited by John K. Fairbank, Cambridge, London, New York, Melbourne: Cambridge University Press, ss. 35-106. HACI, Nur Hacı, Yeken Seidiye Hanlıkının Kıskaça Tarihi, ġincan Halk NeĢriyatı, 1993. HARTMANN, M., “Ein Heiligenstaat im Islam. Das Ende der Caghataiden und die Herrschaft der Choğas in Kašgarien,” Der islamische Orient, c: 1/6–10, Berlin, 1905, ss. 193– 374. Haydar Mirza, A History of the Moghuls of Central Asia; Being the Tarikh-i-Rashidi of Mirza Muhammad Haidar, Dughlát . An English version edited, with commentary, notes, and map by N. Elias, the translation by E. Denison Ross, New York: Praeger, 1895. Haydar Mirza, Mirza Haydar Dughlat’s Tarikh-i Rashidi: A History of the Khans of Moghulistan, English translation & annotation by W. M. Thackston, Cambridge, Mass.: Harvard University, Department of Near Eastern Languages and Civilizations, 1996. Haydar Mirza, Mirza Haydar Dughlat’s Tarikh-i-Rashidi: A History of the Khans of Moghulistan, Persian text edited by W. M. Thackston, Cambridge, Harvard University, 1996. Haydar Mirza, Tarih-i Reşidî, tashih-i Abbaskulu Gaffariferd, Tahran, Merkez-i NeĢr-i Miras-ı Mektub, 1383 h.Ģ. Haydar Mirza, Tarih-i Reşidî, Vvedenie, perevod s persidskogo A. Urunbaeva, R. P. Celilovoy i L. M. Epifanovoy, TaĢkent: Ġzd-vo “FAN” Akademi Nauk Respubliki Uzbekistan, 1996. Haydar Mirza, Tarih-i Reşidiy, Vahab Rahmonov ve YangliĢ Egamova tercümesi, TaĢkent: “ġark”, 2010. Hoca Muhammed ġerif, Tarih-i Reşidi Türki Tercümesiğe İlave, ed: Amanbek Celilov, Kavahara Yayoi, Savada Minoru, ġinmin YasuĢi, Huri Sunao, Tokyo, 2008. JALILOV, Amanbek ve Shinmen Yasushi, “Addendum to the Turkic Translation of Tarikh-i Rashidi by Khwaja Muhammad Sharif”, Studies on Xinjiang Historical Sources in 17- 20th Centuries, edited by James A. Millward, Shinmen Yasushi, Sugawara Jun, Tokyo: Toyo Bunko, 2010, ss. 31-47. KAġGARÎ, Muhammed Sadık, Tezkire-i Azizan, KaĢgar: KaĢgar Uygur NeĢriyatı, 1988. KAġGARÎ, Muhammed Sadık, Tezkire-yi Azizan, ed: A. Q. Müminov, Almatı: “Daik-Press”, 2006. KURBAN, Ġklil, Doğu Türkistan İçin Savaş, Ankara: TTK Yayınları, 1995. KUTLUKOV, M., “Ġz Ġstorii Mejdunarodnıh Svyazey v Tsentralnoy Azii v 1755-1859 gg. (Svedeniya KaĢgarskih Ġstorikov)”, Malovskie Çteniya, (Materialı Konferentsii), Alma-Ata, Gılım, 1990, ss. 59-82. LIANGTAO, Wei, Yeken Hanlığının Tarihinden Umumi Beyan, tr. Ablet Nurdun, Sancak Halk NeĢriyatı, 1999.
VELĠDOV, A. Z., “Vostoçnıya Rukopisi v Ferganskoy Oblasti”, Zapiski Vostoçnogo Otdeleniya İmperatorskogo Russkogo Arheologiçeskogo Obşestva, St. Petersburg, c: 22, 1915, ss. 303-320. YURDAKÖK, Murat, “Bâbür ġah‟ın (1483-1530) Ünlü Eseri Babürname‟de Tıbbî Bilgiler”, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 2007, Sayı: 50, ss. 73-77. YUSUPOVA D. Yu ve R. P. CELĠLOVA, Sobranie Vostoçnıh Rukopisey Akademi Nauk Respubliki Uzbekistan: İstoriya, TaĢkent: Ġzdatelstvo “Fan” Akademi Nauk Respubliki Uzbekistan, 1998.